Merhaba
sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Ülkemiz
üzerindeki halen türlü oyunlar oynanmaya devam ediyor. Terör örgütleri, dış
kuvvetler, siyasi ve ekonomik baskılar derken içimizdeki hainler de tek tek
ortaya çıkıyor. Kimi mafya ve düşman ülkeler üzerinden kimi başörtü ve İslam
üzerinden saldırışa geçerek, değerlerimize saldırılar, güçlü gördükleri
siyasileri karalamalar, çamur at izi kalsınlar, devlet sırlarını açığa
çıkarmaya çalışmalar, yatırımların önünü kesmeye çalışanlar. Daha neler neler.
Allah
devletimizin yardımcısı olsun.
Zaman
içerisinde çok yaşadığımız insanların dini inançlarına göre giyinmesi,
kadınlara yapılan şiddet olayları halkımızın hassas olduğu hangi nokta varsa özellikle
kışkırtma yapılırcasına bilhassa da gündemde olan insanları seçerek ortalık
karıştırılmak isteniyor. Bunlar yeni olaylar değil Rahmetli babam 1955-68
yıllarında Ankara da yaşamış, hem okumuş hem çalışmıştır.
O
zamanki Türkiye yi, Kahramanmaraş ile Ankara arasında ki yaşantıyı göz önüne
getirirseniz ne kadar farklı mekanlar olduğunu az çok tahmin edersiniz. Bu
zamanda bile bir hayli fark olduğunu düşünüyorum. Babam gördüklerini,
yaşadıklarını şiirlerine yansıtmıştır. Şiirleri okuduğumda 50 yıldır aynı
senaryo ile devam edildiği belli oluyor. Bende ara ara bu şiirleri paylaşarak o
zamandan bu zamana pek farklı bir değişiklik olmadığını anlatmak istiyorum.
NE ZARARI VAR
Kimi başın açar, kimi kıçını.
Kimi de türbanla örter saçını.
Uzun giymiş, kısa giymiş kime
ne?
İsterse boynuna taksın haçını.
***
Ben camiye gidiyorsam ona ne?
O da kiliseye gider bana ne.
"Senin dinin sana, benimki bana"
Yazık, karışmayın Allah aşkına.
***
Sarık sarmış, şalvar giymiş ne
yazar.
Peçe takmış ise, giymişse ızar
Saçını uzatmış, sakal bırakmış,
Sana, bana, kime ne zararı var?
***
Yunan fistan giyer, japon kimono.
İngiliz etekle saklar tumanı.
Kimse dönüp bakmaz, bu iş ne demez.
Onlar harcamıyor boşa zamanı.
***
Niye bizde böyle, çarpık
zihniyet?
Herşeye karışır, nedir ki niyet?
Demokratız deriz, amma ne çare,
Dini kisvelere, olmaz hürriyet.
***
Bir yanda isteyen giyer bikini.
Zevk için bozdurur bekaretini.
Ne karışan olur, ne tenkit eden.
Serbestçe gösterir maharetini.
***
Ne var ki sen öyle örtünemezsin.
Türbana, çarşafa bürünemezsin.
Yaşam hakkı, insan hakkı vız
gelir.
Böylece kimseye görünemezsin.
***
Beyinler, beyinsiz beyinden bıkmış.
Akıl, mantık, izan tatile çıkmış,
Yarabbi sen bari terk etme bizi.
Meseldir "beterin beteri varmış"
Aşağıda da geçen hafta vefat
yıldönümünde andığımız Rahmetli Üstat Abdürrahim Karakoç’ un yazdığı, bir
zamanlar yasaklanan VUR EMRİ adlı şiir kitabında yayınladığı REÇETE adlı şiiri
hatırlatmak istiyorum. Şiirler öyle ki yorum katmaya gerek olmadan vermek
istediği mesajı ilgilisine, üstüne almak isteyene veya işine gelene anlatıyor.
Bazen ne anlatıldığı değil ne anlamak istendiği öne çıkıyor.
REÇETE
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.14.06.2021