Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Son zamanlarda toplumsal bir şekil değişimine uğramaya başladık. Nedendir bilinmez tek düze hayat bize ağır mı geldi nedir önce okullarda giyim kıyafet ve şekil serbest oldu. Bakıyorum lise talebeleri, hatta ortaokul talebeleri saç sakal uzatıyor, çeşitli aksesuar ve ziynet eşyaları takıyor, ağızlarda sakız bir garip konuşma şekli ve günün modası denen garip garip kıyafetler ile ortalıkta saygısızca dolaşıyorlar. Aman ha bir şey demeyin ne karışıyorsun dan başlayıp sen de kimsin diyerek daha ağır hakaretlere gidecek tartışma boyutlarında bulursunuz kendinizi.
Müslüman ülkede Gavur gibi yaşamaya başladık maalesef. Anne babalar çocuklarına söz geçiremez oldu. Büyükler küçüklere amca, dayı dahi olsa söz söyleyemez oldu. Fikrini bile söyleyemiyorsun çünkü küçük beyin veya küçük hanımın psikolojisi bozulurmuş. Eskiden ataerkil aile yapımız modern, Avrupai serbest nizam çekirdek aileye dönüşüyor derken. Çevremizde boşanmış aileler, mutsuz çocuklar, suça meyilli bireyler bırakacak bir toplum yetiştiriyoruz. Bu konuda söylenecek o kadar çok söz var ki, ne dil buna dayanır söylemeye ne kulak buna dayanır dinlemeye.
Rabbim beni ve tüm inananları inançları doğrultusunda Allah’ın (cc) istediği şekilde bir kul olarak ve evlat olarak yetiştirmeyi nasip etsin. Bizler çocuklarımıza örnek olacak şekilde yaşamaya ve onları inancımıza uygun yetiştirmek için çaba sarf etmeye çalışmalıyız. Rahmetli babamda bizlere hayırlı bir evlat, hayırlı bir kul, hayırlı bir ümmet olmamız hususunda örnek ve öğretmen olmuştu. Ahirete göçmüş anne ve babalarımıza da bu mübarek ayda rahmet olsun, mekanları cennet olsun.
Sözü çok uzatmadan, yıllar öncede var olan ve babamın şiirsel şekilde anlattığı gençliği kaleme alış şeklini sizlerle paylaşmak istiyorum. Yazmak istediklerimin ve düşündüklerimin kısa bir özeti gibi bir şiir.
BİLMEK İSTERDİM
Ne inanç, ne tasa, kaygı var sende
Ne işe yararsın sormak isterdim.
Hiç dinlenen var mı acep gölgende,
Söyle varsa eğer, görmek isterdim.
***
Mazinle hiç bağın kalmamış, neden?
Oruç tutar namaz kılardı deden.
Sen ise çıkmazsın meyhanelerden.
Bir amacın var mı, bilmek isterdim.
***
Her dem eğlencede, oyunda gözün,
İleriye dönük hiç mi yok sözün?
Kadın mı, erkek mi belirsiz yüzün.
O gerçek yüzünü görmek isterdim.
***
Giyimin, kuşamın hepsi yabancı.
Baktıkça beynime saplanır sancı.
Dostluğun, sevgin de hepsi yalancı.
Ne işe yararsın bilmek isterdim.
***
Saçlarında jöle ağzında çiklet,
Diyet, miyet derken oldun iskelet.
Neyime diyorsun vatan ve millet.
Ne işe yararsın sormak isterdim.
***
Göbeğine bile pırlanta takmış.
Kolunu sırtını döğmeyle yakmış.
Ayıp yerlerini açık bırakmış,
Ne yapmak istersin bilmek isterdim.
***
Göbekler dışarıda, balon kalçalar.
Burunda hırızma, dilde elmas var,
Eteklerde yırtmaç, kasığa kadar.
Ne açmak isterdin, bilmek isterdim
***
DOSTOZAN, usandı, bıktı yazmaktan.
Hep nefret etmiştir hulus çakmaktan,
Çıkmak istiyorsan bu bataklıktan,
Dürüstce sesini duymak isterdim.
***
Akıl terazimde tartmak isterdim
Eksileri, artı yapmak isterdim,
Bir bulmaca gibi, alıp karşıma.
Seni hece hece çözmek isterdim.
DOSTOZAN/ 20.07.2002
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.28.11.2022