Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Kurak geçen süreç yavaş yavaş soğuk havalara teslim olacak gibi, kış yoğunluğunu hissettirirken bu arada Kahramanmaraş için büyük önem arz eden Şubat ayı da yaklaşıyor. Kahraman ecdadımızın 7 den 70’ e kurtuluş mücadelesi vererek, şehrimizin düşman işgalinden kurtulduğu aydır Şubat. Dünyada Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyasını alan tek Şehirdir Maraş. Yiğitlerin harman olduğu, aşıkların, şairlerin kenti Maraş. Rahmetli babam Dostozan’ ın gurbette hasret çektiği dönemlerde yazdığı şiirdeki dörtlükteki gibi,
“Gerilmiş araya dağlar yay gibi
Her an istiyorum varamıyorum
Ana’sın arayan yavru tay gibi
Şubat yaklaşınca duramıyorum.
Gurbetteki Maraşlıların şubat yaklaştıkça maraşa gelme isteğidir. Hele birde gelemiyorsa aşağıdaki dörtlükte söylediği gibi hüzün ve özlem yoğunlaşır Maraşlıda.
“Gine geldi şubat gamlandı gönül
Acep şimdi Maraş notar ki edem?
Kabardı ayranım canlandı gönül
İçim, bir bir döksem ne der ki edem?
Gurbette kaldığı dönemlerde Maraş’a olan özlem, memleket hasreti hiç bitmemiş Şair Dostozan-Mehmet Hanifi Sarıyıldız’ın. Uzun zamanlar Kahramanmaraş’ tan ayrı kalmışlığın verdiği özlem, bizlere dizeler halinde dönüş yapmıştır. Maraş’a olan özlemini, hasretini ve Maraş’ı o kadar güzel anlatmış ki; Şair Mustafa Okumuş’un tesbitiyle,” Bu şiirlerde Dostozan, Maraş’ın doğasını, sosyal çevresini, beslenme kültürünü, törelerini ve yerel ağız farklılıklarını betimlemeleriyle, otantik bir yaklaşımla, şiirsel ifadeyle öylesine sarmalamış ki, her okuyucu (nereli olursa olsun) biraz da Maraşlı oluverir” demiştir.
Maraş aşıkları, sevdalıları, yaşayanları, birkaç saatliğine de olsa Maraş’tan yolu geçenler için bir hatırlatma, Maraş’a hiç gelmeyenler için bir davet olsun bu şiirler. Yıllarca Kahramanmaraş’ ta olmama rağmen ben dahi Şiirlere konu olan yerlerin bazılarını görme fırsatını bulamadım. İnşallah Maraş’ımızın Türkiye’ mizin güzelliklerini görme fırsatı bulur, barış ve huzur içerisinde yaşarız.
İşte Şair Dostozan’ ın dizelerinde Maraş…
MARAŞ
Her gün seni yazsam, bitmez bilirim.
Yemyeşil ormanın, bağın var Maraş.
Ömür boyu peşin sıra gelirim,
Sıra sıra karlı dağın var Maraş.
***
Yaylaların çayır çimen süslüdür.
Koyunların, kuzuların beslidir.
Kargaların bile bülbül seslidir.
Özün var, kökün var, dalın var Maraş.
***
Kaynak suların var, buz gibi akar.
Ceyhan, Aksu senin bağrından çıkar.
Hangi şehir altın madalya takar?
Tarihlere geçen adın var Maraş.
***
Ne kışın sert olur, ne yazın sıcak.
Kolların herkese açmıştır kucak.
Sayende tütüyor binlerce ocak.
Cömertçe saçarsın malın var Maraş.
***
Engizek dağında koyunlar otlar.
Kurt köpekleriyle kuzular oynar.
Bir yanda bahar var, bir yanda da kar.
Kara kış içinde yazın var Maraş.
***
Pamuğun, çeltiğin, biberin güzel.
Bertiz üzümün var kendine özel.
Hele şu dondurman dünyaya bedel.
Peynirin, kaymağın, balın var Maraş.
***
Ayvan var, narın var, kuş armudun var.
Dağlarında lale ve sümbül açar.
Yaylana binlerce aşiret göçer.
Ağustosa kadar karın var Maraş.
***
Günpekmezin vardır, baldan tatlıdır.
Kahraman adındır, namın şanlıdır.
Gençlerin, tertemiz ve imanlıdır.
Herkese numune halin var Maraş.
***
Kerhan'ın, Bertiz'in, Gozludere'n de.
Bin çeşit meyven var, her bir yörende.
Huzur dolar içim seni görende.
Çiçek çiçek açar çalın var Maraş.
***
Her gece uykumda düşlerim seni.
Sevgi çiçeğiyle süslerim seni.
Canımla kanımla beslerim seni.
Gönül sarayımda tahtın var Maraş.
***
Döngel mağrasında iç içe sular,
Bir gölge oyunu renkli bir duvar,
Güneş vurur ebem kuşağı doğar.
Som altın sırmadan şalın var Maraş.
***
Başkonuş'un tepesi var, düzü var.
Andırın'da Çil Meryem'in kızı var.
Göksun'da yiğidin hası, özü var.
Afşın'da ozanın, sazın var Maraş.
***
Elbistan'a hasta hasta varılır.
İçmesinde yaraların sarılır.
Biraz alıngandır çabuk darılır.
Eğlen ovasında vaktin var Maraş.
***
Bir yamaçtan Ceyhan kaynayıp çıkar.
Tarlasını sular, yüzünü yıkar,
Dağlar arasında çağlayıp akar.
Bazen korku verir selin var Maraş.
***
Türkoğlu'yla Pazarcık'ın arası,
Kırmızı biberle pamuk tarlası.
Reşat altınının yazı turası.
Antep'e uzanan elin var Maraş.
***
Burcu burcu amber kokar ovanda.
Kınalı kekliğin durur yuvanda,
Arpa, pancar, pirinç biter ovanda.
Başak başak altın saçın var Maraş.
***
Dostozan'ın söyleyecek sözü çok.
Zamanı durdurun fazla vakti yok.
Sevda delisidir, gözü kalbi tok.
Namerde eğilmez başın var Maraş.
DOSTOZAN-M.Hanifi SARIYILDIZ
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.16.01.2023