Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Dostozan ın yazdığı Maraş yöresinde halk arasında kullanılan deyim ve kelimeleri şiirselleştiren Lügatçe serisinin ilk iki tanesini geçtiğimiz haftalarda sizlerle paylaştık. Serinin son şiiri Lügatçe-3- şairin Dostozan kitabında bulunmamaktadır. Aşağıdaki LUGATÇE şiiri zan edersem diğerleri ile benzerlik taşıdığı düşüncesi ile kitaba konulmamış. Ben yinede sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü içerisinde diğer şiirlerde olmayan deyimler var.
Maksat Kahramanmaraş ımız dan bir parça da olsa kelime zenginliklerini tanıtmak pekiştirmek olsun. Dostozanın şiirsel anlatımıyla Kahramanmaraş yöresinde eskiden sıkça duyulan, şimdiki gençlerin kullanmadığı, hatta hiç duymadığı kelimelerle hoşça vakit geçirilecek şiiri beğeninize sunuyorum.
LUGATÇE
Kırılmış arpa ve yulafa ZAVAR.
Ağrıyan bir yere çekilir CIBAR.
Köyde KAYE deriz şehirde MUHTAR,
Büyükbaş hayvana MAL derler bizde.
***
Teneke su kabı Tas değil ŞAPŞAK,
Sulu yağlı köfte TAHALAK,
TİRŞİK şovrasını yemeyen ahmak*,
Utanma kaşığı çal derler bizde.
***
METELİK kağıdı, nüfus cüzdanı.
PUHARInın eğri çıkar dumanı.
Yiğidin Maraşta olur harmanı,
CÖMERTlere gözü bol derler bizde.
***
Aksi ve sevimsiz insana, HINTIK,
Güvercin uçuran kimseye, MIRTIK,
Cam ile ilgili eşyaya CINCIK,
Erkek çocuklara TÖL derler bizde.
***
Mutfağa AŞKANA, simite KAHGE,
Keyifle içtiğin kahveye GAYFE,
Karı der kocaya, bak şu HERİFE,
Dam çöktü bükülde bel derler bizde.
***
Ayşe kıza ANİŞ, omuza ÇİNGİL,
Kalın ipe URGAN, yorgana MİTİL,
Yüksek yere yayla, ovaya SEHİL,
Çatılar uçurur yel derler bizde.
***
İncirin hamına derler TAHILDAK,
Baştaki yumuşak yere BINGILDAK,
Kız biraz hoppaysa amma FİNGİRDEK,
Aman ha duymasın el derler bizde.
***
USLU biber deriz karabibere,
Pekmez kaynatılan ocak MASERE,
Diş çektiririz biz bazen berbere,
Eski elbiseye ÇUL derler bizde.
DOSTOZAN-M.Hanifi SARIYILDIZ
*Tirşik Çorbası K.Maraş ın Andırın ilçesi ile adı geçen, yapması biraz zahmetli olan ve çok şifalı olduğu için senede en az bir kez yenilsin diye söylenen bir çorbadır. Daha çok Andırın yöresinde yetişen Tirşik bitkisi, döğme, Maraş tarhanası, un, yoğurt ve nohut konularak bir gün bekletilerek ekşimesi sağlanan çorba bir gün sonra pişirilerek servis edilir. Ekşimesi için Maraş tabiri ile şatır olan bir bayanın çorbaya kızarak ekşimesi sağlandığı da halk arasında söylenir.
Kırk yaşına kadar Tirşik çorbasını bende yemedim. J Eşim, rahmetli annemden yapmayı öğrendi ve çok güzel yapıyor diye meth edildi. Bende eşim yapmaya başladıktan sonra yemeye başladım. Babam rahmetli de yeni akıllanıyor bizim ahmak diyerek takılmıştı. Mekanları cennet olsun.
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.12.09.2022