Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Ramazan ayı
deyince ilk akla gelen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) efendimizin
şefaatine nail olmak, onu anlayabilmek gelir diye düşünüyorum. İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve hak peygamber,
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), babasız büyümüş, baba olmuş ve evlat acısı
çekmiştir. Yokluk, savaş, ağır hava şartlarında bir, iki hurma ile orucunu açan
bir örnek olmuştur ümmetine. Bizler lüks içinde, rahat rahat evlerimizde dört,
beş çeşit yemeklerle iftarımızı açmakla kalmıyor, bazılarımız gösterişli iftar
sofraları ile gündeme geliyor. Müslüman mütevazi ve gösterişten uzak olmalı,
yapacağı hayrı mümkün olduğunca göstermeden ve karşısındakinin gururunu
incitmeden yapmalıdır. Hayatı bize örnek olduğu için ders almalı ve Peygamber
efendimizi daha yakinen tanımak için hayatını okuyup anlamaya çalışmalıyız.
Dostozan, şiirlerinde Mevlana ve Yunus Emre gibi değerlerden etkilenmiş, inancını, düşüncelerini şiirlerine açıkça yansıtmıştır. Yaşadığı zamanlarda İslam inancını elinden geldiğince bilinçli ve güzel bir şekilde, çevresindekilere de, ailesine de örnek olarak yaşamaya ve yaşatmaya çalışmıştır. Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü yaptığı dönemlerde Kahramanmaraş’ta birçok köye Cami yapılmasına da vesile olmuştur. Allah babamdan razı olsun, mekânı cennet olsun. Bugün Peygamber efendimize duyduğu sevgiyi, O’ na olan hasret ve özlemini anlattığı NAAT şiirini sizlerle paylaşıyorum. Rabbim sevdiklerinizle birlikte, sağlık ve huzurla nice mübarek günlerde buluşmayı nasip eder inşallah.
NAAT
Neyin aydınlığıdır, parlayan o yüzünde?
Nurdan bir ışık sanki, yanıyor gözlerinde.
**
Kutsal tevhit sancağı, dalga dalga saçların,
Yanaklarında açmış, çiçekleri baharın.
**
Sevgi, aşk saçılıyor cömertçe ellerinden.
Sevinç çığlıklarıdır üstümüze dökülen.
**
Zulüm ayaklarının altında ezilirdi,
Senin olduğun yerde korkusuz gezilirdi.
**
Birer birer inerdi dileseydin yıldızlar.
Bakışınla erirdi kutuplardaki buzlar.
**
Bize, bizi anlatan, öğreten de sen idin.
İnandım iman ettim getirdiğin en son din.
**
Bilirim senin için yaratıldı kainat.
Yalnız şeytan mel'unu Zatına etmez biat.
**
O da sırtına almış Allah'ın lanetini,
Ebediyen yanarak öder kefaretini.
**
Nur yüzünün yanında güneş mum ışığıdır.
Allah'ın sevgilisi, Allah'ın aşığıdır.
**
Kainatın mimarı, temel taşı sen idin.
Unutulan nizamı sen yeniden getirdin.
**
Ebediyyen mutludur, sevgini paylaşanlar.
Onlardır bir çırpıda kıl köprüyü aşanlar.
**
Senin devrini görsem, bin can olsa verirdim.
Bakamazdım yüzüne mumlar gibi erirdim.
**
Okyanuslar ve gökler, ufkuna dar gelirdi.
Bir işaret eylesen, Lebbeyk ya Resul, derdi.
**
Sen geldin bütün yollar birer birer açıldı.
Doğduğu gün dünyaya misk-i amber saçıldı.
**
Ufkumuzda açılan nurdan kapı idin sen.
Meçhulleri apaçık önümüze serdin sen.
**
Senin için yarattı tüm varlığı Allah'ım.
Bense izinde gezen zavallı bir seyyahım.
**
Bilinmeyen ne varsa bize geldin öğrettin.
İman ettim, inandım, getirdiğin en son din.
**
Vasıflarını senin, çözemez hiçbir akıl,
Ey kukla medeniyet, yıkıl karşımdan çekil.
**
Dizginleri vermişler beyinsiz makinaya.
Ne büyük iş yapmışlar güya çıkmışlar aya.
**
Bin dörtyüz sene önce Miraç var iken surda,
Kıyametler kopuyor, aya inmiş bir hurda.
**
İnkarcı medeniyet varsın kudursun dursun
Bize sen yetiyorsun gerisi onun olsun.
**
Sen aleme rahmetsin merhametin hudutsuz.
İzinde gitmeyenler iki dünyada mutsuz.
**
Terbiye, edep, haya, seninle güzelleşti,
Seninle güzel ahlak faziletle birleşti.
**
Sevgi, şefkat saçılır cömertçe ellerinden.
Sevinç çığlıklarıdır gök yüzünden dökülen.
**
Işıksın gözlerime, sen olmazsan göremem.
Sensiz tüm kainatı verseler de istemem.
DOSTOZAN-1988
Bir dahaki
yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.18.04.2022