Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Yıllar önce bir Cuma günü hutbede Rıdvan Hoca halkı uyandırarak kurtuluşumuzu başlatmış. Komşu ülkelerde ki iç savaştan kaçan bizlere sığınan Suriyeli kardeşlerimizi görüyorsunuz. İçler acısı bir halde olanları var. Biz Türkler esareti, işgali kabul edemeyen milletiz, bizi hiçbir ülkenin de kabul edeceğini zannetmiyorum. Bizim muradımız ya zafer ya da şehit olmaktır. Maraş’ lı da Kahramanlık destanını 7 den 70 e mücadele ederek ve sonuçta düşmanı şehrimizden kovarak yazmıştır.
Halkımızın içinden nice adı duyulmayan kahramanlar çıkmış, kimileri Sütçü İmam, Arslan Bey, Mıllış Nuri, Senem Ayşe, büyük dedem Fatmalı Derviş vb.gibi Maraş müdafaasında öncü olmuştur. Büyük Hun İmparatoru Atilla bulunduğunuz alana sığmıyorsanız sınırlarınızı genişletin diyerek yüz yıllar öncesinden Türklerin sınırlarına bakış açısını net bir şekilde ifade etmiştir.
Son zamanlarda sınırlarımızda yaşanan olaylar bizlerin savaş isteğinden değil sınırlarımızı korumamız gerektiğinden önlemler almamızı gerektiriyor. Fakat tehdit büyük olursa boyun eğmemiz mümkün değil, Türk’ ün lugatinde böyle bir duruma boyun eğmek yok. Nitekim sınırımızda şu an 85.000 kişilik bir ordu ile teyakkuzdayız, bugün yarın sıcak savaşa girebiliriz.
İnsanlar neden savaş ister, barış içerisinde yaşamak varken diye düşünüyoruz. Biz Türkler de Barış içerisinde yaşamayı isteyen bir milletiz fakat, savaş isteyene bizi tehdit edene de gereken cevabı veririz. Hürriyetimiz için savaşmaktan hiçbir zaman kaçınmadık gene kaçınmayız. Dostozan’ ın İstiklal ve Cuma şiirinde dediği gibi ;
Hürriyet, imanla bir olur ancak.
Kalenin burcunda durmalı sancak.
Kiminde mavüzer, kiminde bıçak .
Bayrağa madalya taktı Maraşlı.
Sınırlarımıza göz dikene izin vermez yine bayrağımıza madalya takarız. Bu vesile ile Dostozan’ ın Kahramanmaraş’ın Kurutuluş Mücadelesi için yazdığı “İstiklal ve Cuma” Şiirini sizler ile paylaşıyorum.
İSTİKLAL VE CUMA
On iki Şubattı günlerden bir gün
Ümit çırasını yaktı Maraş'lı.
Vatanın sathını kaplarken hüzün.
Silkindi, ayağa kalktı Maraşlı.
***
Acıydı, hicrandı, kederdi hayat.
İsyan ediyordu zulme tabiat.
Öldürmek değildi ölmekti murat.
Her iki zevki de tattı Maraşlı.
***
Cuma günü idi, hutbede imam.
Mahzundu karşıda, bayraksız kalem.
Dedi : "Bu takdirde cumayı kılmam"
Hışımla burçlara baktı Maraşlı.
***
Yediden yetmişe, ayakta vatan.
Bir iman seliydi, kaleye akan.
Sanki bir kasırga, sanki bir tufan.
Namluya sürülmüş oktu Maraşlı.
***
Hürriyet, imanla bir olur ancak.
Kalenin burcunda durmalı sancak.
Kiminde mavüzer, kiminde bıçak .
Bayrağa madalya taktı Maraşlı.
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.07.10.2019