Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Yıllar önce 27 Mayıs darbesi ile Tarihimize kara bir leke olarak sürülen ihtilal gerçekleşmiş, dönemin Başbakanı İstiklal Madalyası sahibi, Demokrasi aşığı Adnan Menderes ve arkadaşları kısa süre içerisinde güya yargılanarak idam edilmişti. Tarihe köpek davası, bebek davası olarak geçen kara bir leke…
Yıllar sonra 1990 yılında TBMM yapılanların yanlış olduğunu onaylayarak Adnan Menderes ve arkadaşlarının itibarını geri verdi. Rahmetli babamda o dönemlerde Menderes hayranı, Demokrat Partide, Ankara da gençlik yıllarını geçirmiş, faal olarak çalışan gönüllülerden sadece biriymiş. Adnan Menderes’ in anısına oğlunun adını “Adnan” koyan binlerce kişiden bir tanesi aynı zamanda. (Bu vesile ile Adnan ağbiminde doğum gününü kutluyorum, allahım ailesi ile birlikte sağlıklı, mutlu uzun ömürler versin.) Zor dönemlerden geçen ülkemizin Demokrasi ile tanışmasını hazmedemeyenleri tarafından yapılan ihtilal milyonları yasa boğmuştur. Arkasından gelen yasaklar insanların öfkelerini farklı türlerde kusmasına sebep olmuştur. Babamda o dönemler acısını şiirlerine yansıtmıştır.
Şiirlere geçmeden önce o dönemler ile ilgili tarihe şahitlik etmiş olan babamın yaşadığı bir olayı size aktarmak istiyorum.
Adnan Menderes, Ankara Kızılay Meydanında büyük bir topluluğa sesleniyor, konuşma bittikten sonra polis barikatları arasından aracına doğru giderken o dönemin solcu gençleri Menderes’i protesto ediyor, içlerinden eski CHP Genel başkanı Deniz Baykal özgürlük istiyoruz diye bağırıyor. Tam karşılıklı sataşma yaşanacakken Sayın Menderes devreye giriyor ve Deniz Baykal’ın barikatlara yaklaşmasını istiyor. “Neredeyse bir Başbakan’ın yakasına yapışacaksın daha ne özgürlük istiyorsun” diye hitap edince Demokrat Partili gençler ve o sırada yanında bulunan babam Andan Menderes’i omuzlarına alarak, tezahüratlar eşliğinde aracına kadar götürüyorlar.
Yıl 1960, 27 Mayıs Darbesi ve arkasından Türkiye Cumhuriyetine Başbakanlık yapmış olan Sayın Adnan Menderes 17 Eylül 1961 günü İdam ediliyor. Sözün bittiği yer bu olsa gerek.
Babam yasaklara rağmen birkaç şiir yazmış bazılarını da neşretme imkânı bulmuştur. Bende sizlerle paylaşmak istiyorum.
İDAM MAHKUMU
**Demokrasi şehidi Adnan Menderes için…
Kapkaranlık iki duvar arasında,
Acı ve ıstırap dolu günler kaldı.
Karanlığı yırtan çığlıklarım,
Beton duvarlara takıldı.
*****
Ne irade ne takat,
Bir canlı cenaze bedenim,
Hizmet aşkıma verilen mükâfat,
Başka ne derim.
*****
Baygın ve üzgün bakışlarımla,
Haysiyetsiz haysiyetin,
Verip alamadığım merhametin,
Ağır yükünü vurdum sırtıma,
Pes etmedim.
*****
Bu acı ve keder adasında,
Sana açtım ellerimi ancak,
Senin bağışlayıcı soluğunu düşledim,
Bazen serin bazen sıcak.
*****
Zaman zaman,
Saat on ikiyi vurduğunda,
Sessizliğin, karanlığın uyandığı an,
Bir korku sarılır gırtlağıma,
Bin bir başlı bir dev olur düşünce
Gelir gider,
Çalar saat gibi gözümde uyku,
Beni de odayı da terk eder.
*****
Bakışlarım saplanır kalır duvardaki sehpaya,
Kapanır ruhumun penceresi,
Çeker alır uykularımı alan,
Götürür başka bir dünyaya.
*****
Uzat ellerini uzat
Dışarıda ayak sesleri var,
Aydınlığa yol verirken saat,
Tik tak, tik tak…
Çarpar duvarlara,
Sessizliğime inat.
*****
Anlayamadığım,
Bu işte bir terslik var,
Vakit az, zaman dar,
İkindi ile akşam arası
Beni niye asarlar
DOSTOZAN/1962
Babamın notlarından; (Bu şiiri rahmetli Menderes'in idam edildiği yılda yazmıştım. Sonradan şiirde bazı değişiklikler yaptım.O zaman ki şiirin tam metnini zayi etmişim.Bahse konu o şiir,bestekar ve ses sanatkarı Sayın İsmet Nedim tarafından,bazı satırları değiştirilerek bestelenmiş ve Ankara Radyosunda bestecisi tarafından okunmuştu.'”Elveda Sevgilim'” adı ile. - Maraşca ve Kar-Şiir kitabımdan)
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.27.05.2015