Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Rahmetli babam 80 li yıllarda bizi Devlet Yaz Kamplarına götürmeye başladı ve her sene farklı yerlerde tatil yapmamızı sağladı. Bu şekilde görerek, yaşayarak bulunduğumuz yerin dışındaki Türkiye’ min güzel şehirlerini, doğa güzelliklerini, kültürünü tanımış olduk. Ama maalesef geçim sıkıntısı, gelir dağılımındaki adaletsizlik, bir de üzerine pandemi den dolayı kısıtlamaların gelmesi ile kendi ülkemizde yabancı kaldık. Doğa güzellikleri, kıyı şeritleri azınlıkta olan zengin Türkler ile çoğunlukta olan zengin Turistler tarafından değerlendiriliyor bu güzellikler. Geceliği 500,00-600,00.-TL olan otellerde tatil yapılırken, o yatırımları yapan mültimilyarderler asgari ücretlerle, part-time ücretlerle veya sigortasız işçilerle kazançlarına kazanç katmaya devam ediyor. Benim ülkemin vatandaşı hafta sonu serin bir ağaç altı ve su kenarında piknik yapınca en güzel tatil onun oluyor. Allah sağlık, huzur versin.
Hükümetimiz bir yandan terörle mücadele ediyor, bir yandan sınırlarımızdaki ülkeler ve içimizdeki hainler ile mücadele ediyor, bir yandan pandemi ve ekonomi derken maalesef halkımız yaşam standardı aşağı doğru gitmeye başlıyor. Bu arada birileri illegal yollardan kazanç sağlarken, dürüst çalışan ve maaşla geçinen kesim gittikçe fakirleşiyor.
Devlet Gemisi bu dalgalanmalarda batmamak için büyük çabalar sarf etse de bolca su aldığını da maalesef görüyoruz. Devlet Gemisi demişken, Rahmetli babam Dostozan/M.Hanifi Sarıyıldız siyasi görüşlerini ve gözlemlerini yansıtan şiirlerinden biri olan, 12 Eylül 1980 öncesinde yazılmış, o günkü ülkemizin halini anlatan Devlet Gemisi adlı şiiri sizlerle paylaşayım. Rabbim bizleri tekrar eski günlere döndürmesin, komşu Müslüman ülkelerdeki sıkıntılara uğratmasın, kardeşçe, barışla, sağlıkla, huzur ve mutlulukla refah içerisinde güzel Türkiye miz de yaşatmayı nasip etsin inşallah.
DEVLET GEMİSİ
Kin ve nefretle dolmuş, kan bürümüş gözünü.
Kız anayı dinlemez, oğlan bilmez sözünü
***
Çatı çökmek üzere, tavanı çatırdıyor.
Devlet gemisi yana yatmış battı batıyor
***
Canım mermer sütunlar tek tek devrilmektedir.
Nerde adil adalet, nerde devlet muktedir?
***
Gözyaşı, kan gölünden yollar bataklık oldu
Ne yazık ortalığa, besmelesizler doldu
***
Din deyince haytanın kılı kıpırdamıyor
Unutmuş Allah’ını kızıl puta tapıyor.
***
Dine afyon diyerek nice dinler yaratmış,
Palavra ve yalanla çoğumuzu aldatmış.
***
Vatan, millet, anane ve aile kaybolmuş.
Ne kadar herze varsa boş beynine doldurmuş.
***
Can verenin elinden can alırlar pervasız.
Dava uğruna çıkmış ortalığa, davasız.
***
Esas büyük davanın sözcüsü aranıyor.
Kangren olmuş yara, oluk oluk kanıyor.
***
Geç kalma çık ortaya, yol birdir, dava birdir.
Bu mukaddes davanın, alameti tevhit’tir.
***
Bu nur saçan sancağı, her yapının her evin,
Çatısına dikmektir başta gelen görevin.
***
Sonra gir bacalardan, ocak başına otur.
Kuran’ı anlat bize, yol budur dava budur.
***
Anlat bize maziyi, şehidi, şuhedayı.
Ay’ı ve yıldızları, dipsiz kuyu fezayı.
***
İnsan denen meçhulü, dilim dilim yar anlat.
Sanatkarlar öğrensin nasıl olurmuş sanat.
***
Ufacık bir tohumdan çıkan çınarı görsün
Anlat da öğrenelim nasıl doğar ölürsün.
***
Bizi öğret bizlere, kalmasın meçhulümüz.
Toprağı yara yara nasıl çıkar ölümüz.
***
Ölü dirilir mi hiç diyen münkire inat
Her gün ölüp dirilen şahit olsun tabiat.
***
O murdar bedeni ki maddeye açmış kapı.
Mana yolu tıkanmış, çökmüş mukaddes yapı.
***
Ufacık bir tohumun içindeki ağacı
Anlamıyor kuş beyni, göremiyor ne acı.
***
Caddeleri doldurmuş beyinsiz kalabalık.
Yerin dibine batsın böyle rezil insanlık.
***
Nerdesin, bekliyorum cadde başında seni.
Şu başı boş sürüye, yeter artık demeni.
DOSTOZAN-1979- K. Maraş
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.14.12.2020