Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Son zamanlarda alınan şehit haberleri içimizi yürekten dağlıyor. Onlarca ocak sönüyor, anaların, babaların, eşlerin, yavruların bağrına kor ateşi düşüyor. İnancımız gereği, Şehitlerin Cennetteki mertebesini bilmek, bizlerin acılarını içimize atıp, üzüntümüzü Şehit Aileleri ile paylaşmak gereğini ön plana çıkartıyor.
Cennetle müjdelenen Şehitlerimiz, ailesine şefaatçi olur inşallah. Sabırlar diliyorum, dayanma gücü diliyorum, elimden başka bir şey gelmiyor dualar ediyor, Allah’a (cc) havale ediyorum. Rabbim kimseye evlat acısı göstermesin.
Böyle acı günlerde ne söylesek boş, bilemiyorum, Kelimeler düğümleniyor insanın boğazında. Şair Dostozan’ın 1972 yılında yazdığı Askere Mektup ve 1981 yılında yazdığı Asker Mektubuna Naziresini ne zaman okusam gözümden iki damla yaş akar. Askere mektup şiirini Amasya da memur iken yazmış bilemiyorum belki tanıyor belki tanımıyor. Benimde tanımadığım, bilmediğim bir asker.
Hani meçhul asker var ya, onlardan bir tanesi, bizden biri, bizim evladımız. Tanımıyorum, bilmiyorum fakat, o kadar etkili yazmış ki kendimi tutamıyorum. Hasretler, özlemler, acılar ve daha niceleri, insan hayatının kaçınılmazları.
Askerdeki, kocası, yavrusunun babası, karakaşlı, yağız Mehmet’ ine özlemini öyle bir anlatmış ki… Kocasına özlemini şimdiki nesil gibi açık açık söyleyemeyen, sevgisini, özlemini, acısını yüreğinde yaşayan, buram buram Anadolu kokan kadınların hikâyesi gibi.
Fazla söze gerek yok, okuyunca sizleri de derin duygulara salacağına eminim. Dostozan’ ın, Askere mektup şiirini sizlerle paylaşıyorum. Asker Mektubu adlı şiirini de inşallah daha sonra paylaşacağım.
ASKERE MEKTUP
Kara kaşlı benim yağız Mehmet'im.
Bağlar budanacak izin al da gel.
Sen gittin gideli uyku görmedim.
Güller domur domur, petek balda, gel.
****
Bademler, kaysılar çiçeğe durdu.
Anan karı bağda haymayı kurdu.
Oğlun Ali emekleyip oturdu.
Mehmet'im, şapkanı yere çal da gel.
****
Sarı inek buzağladı geçende.
Nah, şuramda durur sütler içende.
Bir görseydim seni ekin biçende.
Tez Mehmet'im haydi bir kuş ol da gel.
****
Sigaranı yatağında sar gene.
Baş ucunda telli sazın var gene.
Bu Emine'n kurban sana, yar gene.
Aylardır, yıllardır gözüm yolda gel.
*****
Bu mektubu sana gel diye yazdım.
Hasretimi anla, sez diye yazdım.
Sen de bana böyle yaz diye yazdım.
Unutma sözünü, çavuş ol da gel.
Mehmet Hanifi Sarıyıldız /Mart 1972-Amasya
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.04.10.2015