Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
TÜRKİYE 3 gün “YAS” ta. Bize bu yas’ı tutturanlar kahrolsun.
Hepimiz Adem ile Havva’ dan geldik. Kardeşiz, Anayız, Babayız en önemlisi insanız. Maalesef en vahşi yaratığız. Nedeni ne olursa olsun, bu vahşetin tarifi, savunulacak yanı yok. İçimiz acıyor, yüreğimiz parçalanıyor. En kötüsü bu şekilde VATAN parçalanıyor. Gün birlik olma günü, bir olma günüdür. Yunus Emrelerin, Mevlanaların, Pir Sultan Abdalların, İSLAM’ ın kardeşlik çağrısı üzerine birbirimize sımsıkı kenetlenme günüdür. Bu Vatan bizim, başka vatanımız yok, Kardeşçe barış içerisinde yaşadığımız ve bundan sonra da hepimize yetecek güzellikleri olan bir Vatan da yaşıyoruz.
Terörün her türlüsünü en ağır söz ve düşüncelerle lanetliyorum. Yapanı da, yaptıranı da, prim vereni de Allah’ a (cc) havale ediyorum.
Tekrar ediyorum bu vatan bizim, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Türk’ü askerde bir arada bağırdığımız “Her şey Vatan için, dediğimiz Türkiye’ nin kıymetini bilelim. Birlik, beraberlik, kardeşlik içerisinde, en önemlisi birbirimize saygı içerisinde insanca yaşayalım.
Bu arada yine Şehitlerimiz var. Canlarımız, evlatlarımız, Vatanı korumak için göreve giden askerlerimiz kahpe kurşunlarla şehit oluyor. Olan geride kalanlara oluyor. Sözün bittiği yerlerdeyiz. Vatan için şehit olan cennetlikler, kınalı kuzular.
Bağırmanın, kızmanın, ağlamanın sonu yok. Bir arada Barış içerisinde yaşamayı öğrenemedikten sonra bir işe yaramaz, acılar dinmez. Türkiye’ nin düşmanı çok, akıllı olalım, birbirimize saygılı olalım, insanca huzur içerisinde yaşayalım. Kimsenin kimseden üstünlüğü yok.
Bir önceki yazımda Dostozan’ın “Askere Mektup” şiirini sizlerle paylaşmıştım. Anadolu kadını Emine, askerde olan çocuğunun babası, Kara kaşlı yağız Mehmet’ ine olan özlemini dile getirmişti. Mektubu alan Mehmet de Emine’ sine olan özlemini yine Dostozan’ ın şiirsel anlatımı ile dile getiriyor. Şiirler buram buram Anadolu, hasret, saygı ve sevgi kokuyor. Anadolu insanının sevecenliği, sıcaklığı, eşlerin birbirine karşı olan duygularını dile getiriyor.
Şiir tadında bu güzel Vatanda yaşayalım inşallah.
ASKER MEKTUBU -NAZİRE
Ela gözlüm, üzülüp de ağlama.
Yazıldı teskere hemen yoldayım
Çantam hazır, vurdum muydu sırtıma.
Kahvaltımı yapar yapmaz ordayım.
*****
Aramızda dağlar varmış ne çıkar.
İster yağmur olsun, isterse de kar.
Kalk borusu şimdi, birazdan çalar.
Postalımı giyer giymez ordayım.
*****
Hasretimi koydum mektup içine.
Ne türküler yaktım bilmem ismine.
Kötü şey gelmesin sakın kalbine,
Yatağımı bozar bozmaz ordayım.
*****
Ahınan, vahınan bu iş olmuyor,
Vakit hiç geçmiyor zaman dolmuyor.
Kimse "derdin nedir?" diye sormuyor.
Şu yaz geçsin, gelince güz, ordayım.
*****
Efkarımı dağıtmıyor sigara.
Varsın kalsın yine vuslat bahara.
Hele nergiz, sümbül düşsün dağlara.
Kokusunu alır almaz ordayım.
*****
Zor derler di askerlik, hiç zor değil.
Yakan aşk ateşi beni, kor değil.
İki ayım kaldı bugün de dahil.
Siz yaylaya göçer göçmez ordayım.
*****
Oyalı mendilin koynumda durur.
Rüyaların beni alır götürür.
Oğlum Ali eşiklikte oturur,
O ayağa kalkar kalkmaz ordayım.
****
Öğle olur tüfekleri çatarız.
Yan geliriz çayırlara yatarız.
Söğüt dallarına tarih atarız,
Bir yudum su içer içmez ordayım.
*****
Mektubunu aldım çabuk gel diyen,
Asker şapkasını yere çal diyen,
Amma ve de lakin çavuş ol diyen,
Pırpırları takar takmaz ordayım.
*****
Bir gün bu şapkayı ben de atarım.
Göğe doğru şöyle, geri tutarım.
Benim iki gözüm, ayalim, karım.
Sen lambayı yakar yakmaz ordayım.
*****
Ela gözlü yarim, Emine'msin sen,
Dilimden düşmeyen kelimemsin sen.
Kınalı kekliğim damda öterken,
Ferikleri uçar uçmaz ordayım.
*****
DOSTOZAN'dan hediyedir bu mektup.
Hissesini herkes alsın okutup.
Mor dağları renk renk eylerken grup,
Şu nöbeti tutar tutmaz ordayım.
Mehmet Hanifi Sarıyıldız -1981
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.12.10.2015