Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Malumunuz okul dönemi başlayalı neredeyse 1,5 ay olacak. Küçüğünden büyüğüne tüm öğrenci kardeşlerime eğitim hayatlarında başarılar diliyorum. Sağlıkla, huzurla, kazasız, belasız, eğitim ve öğretimlerini tamamlamalarını, vatanlarına ve ailelerine hayırlı bireyler olmalarını temenni ediyorum. Bilhassa yüksek okullarda okuyan öğrencilerimiz yanlış yollara sapmadan eğitimlerini tamamlasınlar. Milletimizin ufku açık, akıllı ve inançlı gençlere ihtiyacı var.
Herkesin mutlaka bir yakını vardır eğitim gören. Okul hayatı yaşayıp ta anısı olmayan da yoktur herhalde. İlkokuldan başlayıp Üniversite bitinceye kadar o kadar güzel anılarım oldu ki benim halen arkadaşlarımla görüşmekte ve bir araya geldikçe yaşadığımız acı tatlı hatıraları aynı heyecan içerisinde yâd etmekteyiz. İnşallah tüm eğitim gören çocuklarımızın hep tatlı anıları olur. Aşağıdaki şiirselleştirilmiş manzume rahmetli babam tarafından, Ankara da hem okuyup, hem de çalışarak geçirdiği talebelik yıllarında yaşadığı bir olaydan yola çıkarak yazılmıştır. Bize anlatırken o kadar etkileyici anlatırdı ki gülmekten karnımız ağrırdı. Hâlbuki zor bir durum fakat o yaşayışını bile güzel bir hatıra olarak yâd etmiştir. Şimdi ki zamanda okumak eskiye nazaran daha kolay olsa gerek. Tabi ki her dönemin zorluğu farklı oluyor fakat önemli olan zorluklara göğüs gererek eğitimimizi tamamlayıp geleceğimize şekil vermemiz.
Sözü fazla uzatmadan şiiri sizlerle paylaşayım, okuyunca sizlerinde tebessümle karşılayacağını, buna benzer kendi anılarınızın da aklınıza geleceğini umuyor, tüm öğrencilerimize tekrar başarılar diliyorum.
ODAM VE FARELER
Bu manzumeyi, altmışlı yıllarda talebe iken kaldığım kalorifer dairesinden bozma bir odada, yaşadığım gerçek bir olaydan esinlenerek yazdım.
M.Hanifi SARIYILDIZ
Elimi kaldırsam tavana değer,
Böyle bir odada kaldım nice ay,
Yatağa fareler girer beraber,
Daha da kalırsam halime vay vay.
***
Bir kiriş atılmış boyumdan engin,
Kırılır kafası dalgın geçenin,
Odamda fareler benden de zengin,
Belki de içmezler peynirsiz bir çay.
***
Ne lavabosu var ne de helası,
Kocaman sıçanlar başım belası,
Her gece, her sabah gel gör telaşı,
Sokağa çıktım mı gerisi kolay.
***
Atla otobüse yetiş dayreye,
Aldırma evdeki sıçan, fareye,
İstersen yapıver kuru dereye,
Sokağa çıktım mı gerisi kolay.
***
Fakat öyle değil kazın ayağı,
Meretin sancısı tutar bayağı,
Bir terliğe sokar çifte ayağı,
Daracık odada çekersin halay.
***
Kim şairin derdi bitten pireden.
Benim ki başladı önce fareden.
Kapı arasından ve pencereden,
Dalarlar içeri, birer birer say.
***
Kimi türkü söyler, kimi saz çalar.
“Akıllı yol alır, ahmak çabalar.”
Günaydın, gutmornik ve merhabalar
Teşerrüf ettiniz, buyurun hay hay.
***
Takıp ağızlığa yak bir sigara,
Kıymeti bilinmez düşmeden dara.
Ara şimdi geçmiş gününü ara.
Farelere bile vereceksin pay.
***
Dostlar, farelerle başım çok harap.
Sarsılır yerinden kocaman dolap,
Talime çıkarlar her gece rap rap,
Manga mı, bölük mü, belki bir tugay.
***
Şu hınzır fareden çektiğim yeter
Tıraş sabunumu yedi bugün de.
Uykumu bozuyor gece kaç sefer,
Beni de yiyecek diye düşümde.
***
Takır tukur edip kafam bozuyor.
Kımıldasam kafir hemen seziyor.
Masayı dolabı bir bir geziyor,
Yemediği ardında yediği önünde.
***
Gerçi bir şey yok ya masa, dolapta.
Tek tek arayacak geçecek zapta.
Endişemiz yoktur şükür bu bapta,
Fakat hesap ister belki bir gün de.
***
Niye dolap boştu ve niye masa,
Böyle mi yazmıştı o anayasa,
Nerde benim soğan, nerde pırasa
Derse bir gerçek var mutlak sözünde.
***
Ondan sonra gel de bu işten sıyrıl.
Arama boş yere mantık ve akıl.
Peşin çek ipini ve hemen kurtul.
Fare bu, kainat sıfır gözünde.
***
Bilmem ki ne ister fareler benden.
Ruhumu kemirir, bıkmış bedenden.
Sonra da diyecek başka nerenden,
Sormadan okunur derdi yüzünden.
***
Ne köpek besledim ve ne de kedi.
İnanın bu işe aklım ermedi.
Buyur madem canın böyle istedi,
Söyle ruhtan başka neyim gözünde.
***
Al hepsini de al doysun aç gözün
Hesabı olur mu atın öküzün.
İlahî hakimi, yer ile göğün,
Yandıkça ışığı, sağım, özümde.
***
Yeter be çektiğim senin elinden,
Şöyle bir tutarsam semiz belinden,
Parça parça kesip her bir yerinden,
Seni kedilere vermeli artık.
***
Günlerdir gecemi zehir yaparsın,
Ben kızdıkça damarıma basarsın,
Tam karşıma geçer kuyruk sallarsın,
O kuyruğu faka vurmalı artık.
***
Saklandığın yeri bulamaz sanma,
Sessiz durduğuma sakın aldanma
Bir geldiğin yere fazla dadanma,
Yeter, kulağını burmalı artık.
***
Günlerce sen öttün ben hep dinledim.
Gözünün üstünde kaş var demedim.
Rahatça durmadın ve sen istedin.
Beyinsiz kafanı ezmeli artık.
DOSTOZAN/ 20.09.1964-ANKARA
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.23.10.2017