Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Kahramanmaraş, sevenler için ayrı bir sevda, ayrı bir aşk. İnsan ayrı kaldığında kıymet biliyor, hatırlıyor ve özlem duyuyor. Üniversite yıllarında cebimizde çok para olmadığı için 4-5 ayda bir gelirdik, öyle sık sık gelemezdik şehrimize. Şimdiki gibi rahat seyahat etme imkanımız yoktu, her an aranabileceğin cep telefonu yoktu, kalacak yer yoktu vs.vs. yok olan şey çoktu anlayacağınız.
İlk Üniversiteye gittiğim sene Eylülde gitmiş Şubat ayında gelmiştim. Dile kolay 6 ay ailenden, memleketinden, arkadaşlar ve dostlarından ayrı kalıyorsun. 18 yaşında toy bir delikanlı, hayatın zorluklarını yaşayarak öğreniyorsun. Özlem o zaman hissediliyor. Eskişehir Anadolu Üniversitesinde okuyordum, direk otobüs bile yoktu, Ankara aktarmalı gelir giderdik, ortalama 16 saat sürerdi gelmemiz. Tekire geldiğimizde şehir merkezine gelmiş gibi hazırlık yapmaya başlar, üstümüzü başımızı toparlar kendimize çeki düzen verirdik. Genelde Sabah ezanı inerdik şehre, otobüsün içinden her ayrıntıyı seyreder sabah ezanını duymamızla birlikte içimize bir huzur dolardı.
Rahmetli babam Köy Hizmetleri İl Müdürü olmasının da verdiği avantajla Kahramanmaraş’ ın birçok yerine hizmet götürmüş, nerdeyse görmediği bir köy dahi kalmamış, gördüğü her güzelliği hafızasına kayıt ederek şiirlerine aktarmış. Öyle bir aşkla yazmış ki buram buram Kahramanmaraş kokan şiirlerini okuyanlar, sanki tarihi ve turistik bir gezi yaparmışçasına Kahramanmaraş’ı tanıyor.
Bu mübarek Ramazan ayı içerisinde dahi durmayan teröre inat, acımızı içimize atarak memleketimizin hasreti ile yanan tüm dostların yüreğini serinletmesi temennisiyle, Dostozan’ ın anlatımıyla nasıl bir MARAŞ’lı olduğunu okuyalım.
MARAŞ’IM MARAŞLIYIM BEN
Bu şehrin hastası, delisiyim ben.
Mehmet'i, Ali'si, Veli'siyim ben.
Gez, adım başı sor, kime istersen.
Yediden yetmişe kölesiyim ben.
***
Dondurması olur il il gezerim.
Ay yıldızlı kuştan sorun haberim.
Tarhanayım, bazen acı biberim.
Dağlara, taşlara seriliyim ben.
***
Bertiz'de üzümün marhabaşıyım.
Fakir sofrasında bulgur aşıyım,
Hamamında sıcak göbek taşıyım.
Kazma'yım, Kandıl'ım, İncebel'im ben.
***
Gafarlı, Göllü'de gün pekmeziyim.
Nacarlı, Ceritli, Helete'liyim.
Erkenez çayında yağmur seliyim.
Yazın ılık ılık esen yelim ben.
***
Ahırdağ'larında savrulan karım.
Başkonuş, Yavşan'da ava çıkarım.
Kılavuz Sır'da kandil yakarım.
Aşk ile dönen bir pervaneyim ben.
***
Aksu'da kaynarım, Fırnız'da çağlar.
Dört yanım yemyeşil ormanlı dağlar.
Yamaçları süsler bahçeler bağlar.
Soğuk pınarların membasıyım ben.
***
Süleymanlı, Tekir-Döngel Mağarası.
Ballı Deli Höbek, Şahin Kayası,
Gölün ortasında Ali Kayası,
KürtüI, Bulutoğlu, Kavlaklı'yım ben.
***
Dereboğazı ve Fatmalı, Hartlap,
Sır'da dans ediyor sularda mehtap,
Ne güzel ne şirin yaratmış Yarab.
Bu müthiş doğanın hayranıyım ben.
***
Andırın'da andız tesbih dizerim.
At üstünde kale kale gezerim.
Meryem Çil'de bulmacayı çözerim.
Kayada yontulmuş benleriyim ben.
***
Engizek, Nurhak'ta halka siperim.
Bir kum taşı için, serden geçerim.
Tetikte bekleyen eli öperim.
Fatih'in övülen askeriyim ben.
***
Cela'da çamurlu suda çimerim.
Kana kana acı sudan içerim.
Kertmen üstü Ilıca'ya geçerim.
Onulmaz dertlerin dermanıyım ben.
***
Göksün, Elbistan'da baş pehlivanım.
Afşin'in Termik'te tüten dumanım.
Benim iki gözüm, vatanım, canım.
Her nerede olursan seninleyim ben.
***
Pazarcık, Türkoğlu can damarımdır.
Kahraman sıfatım ve ilk adımdır.
Sütçü İmam ise, şeref şanımdır.
Madalyalı şehir, Maraş'lıyım ben.
***
Bir yerde aşiret, bir yerde göçer.
Pamukta elyafım, pancarda şeker.
Ayrılık ekenler felaket biçer.
Doğrunun, mertliğin emsaliyim ben.
***
Köyüyüm, yoluyum, dağı, bağıyım.
Şehit askerimin postal bağıyım.
Sevda sarhoşuyum ama ayığım.
Türk'ün kökü, özü, halisiyim ben.
***
DOSTOZAN, bu sevda yazmakla bitin
Kalemler dirense, mürekkep yetmez.
Ölünceye kadar seni terketmez.
Emin ol, anlının yazısıyım ben.
DOSTOZAN-M.Hanifi SARIYILDIZ
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.27.06.2016