Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Son günlerde gündemi, Belediyenin bazı yanlış aldığı ve tepki çektiği kararlar ile ilgili konulara değindim. Trafikle ilgili birkaç tek yön değişse de çolunluk uygulama ve işleyiş şekli hatalı ve düzensiz bir şekilde devam ediyor. Başkan olmak zor iş, ağır sorumluluk taşıyan bu idarecilikte çalışanların yaptığı hatalar bile Başkana mal edilir. O yüzden Başkan dikkatli olmalı, ekip arkadaşlarını iyi seçmeli, ekiptekilerle beraber, kul hakkı yemeden adaletli bir yönetim içerisinde, huzur ve sağlıkla görevlerini yerine getirerek, Kahramanmaraş’ımızı hak ettiği güzelliğe ve gelişmişliğe kavuşturmaları gerekir.
Rahmetli Babam memur olmasından dolayı direk siyasetle uğraşamamış, fakat gençliğinden itibaren siyasetin içerisinde pasif olarak aktivitelerde bulunmuş ve takip etmiştir. Birçok şiirinde siyasi gündemden bahsetmiştir. Sırası geldikçe hepsini sizlerle paylaşacağım inşallah. Şiirler yıllar içerisinde yazılmış, dönemlerine baktığımda fazla bir değişiklik olmamış, genelde ülkenin siyasi istikrarını bozmak isteyenler genelde aynı yöntemleri kullanmıştır. Son zamanlarda da bunu sık sık yaşıyoruz. Değişmeyen tek yön ise inançlara karşı yapılan saldırılardır.
Ülkemiz insanının en hassas olduğu noktalardan biri olan inanç kavramını, şekil ve uygulama itibariyle yozlaştırmaktır. Nitekim bazı kesimlerde etkisi olmuyor da değil. İnananların bu konuda dikkatli olması düşünce ve uygulama noktasında örnek olduğunu unutmaması gerekir. Hoşgörü, sabır, erdem ve güzel uygulamalar ile tahriklerden uzak durmalıdır. Müslüman Allah, Kur-an ve Peygamber efendimizin sünnet inanç ve bilgisinin dışında başka çare aramamalıdır. Müslüman her zaman uyanık olmalı, çalışkan olmalı, merhametli olmalı, karamsarlığa kapılmamalıdır. İslam coğrafyasının en büyük yanılgısı zannedersem inançlarımıza yanlış fikirler empoze ederek bizleri birbirimize düşürmek.
Konulara DOSTOZAN’ ın bakış açısı ile şiirlerinde ki ifadelerle yıllardan beri değişmeyen anlayışa dikkatinizi çekmek istiyorum.
HAL-İ PÜR MELALİMİZ
Bir kara bulut var dolaşır durur,
Ufkumu daraltır, ruhumu sıkar.
Beynime korkunun tokmağı vurur,
Gizli pazarlıklar ortaya çıkar.
***
Bin türlü desise, bin türlü yalan,
Güya idealist, hepsi kahraman(!)
Kapılar kapanmış nedir saklanan?
Ne çare hepsi de dışarı sızar.
***
Hep benim adıma konuşan odur,
Ne söyleyip yazsam bildiğin okur.
Bulmuştur tabına uygun bir çukur,
Her şeyin içine dışına sıçar.
***
Elinde oyuncak olduk korkunun
Görünmez aydınlık, sonunda yolun.
Saklanmış ardına şanlı ordunun,
Yediği nanenin hesabın sorar.
***
Devrim sarasına tutulmuş bir kez,
Ne bir tezi vardır ne de antitez,
Nesebi belirsiz sosyal bir melez,
Önüne geleni devirir yıkar.
***
Elinde molotof, tabanca, mavzer.
Ana caddelerde pervasız gezer.
Erkek cübbe, kadın giyerse ızar,
Küfreder, saldırır, parçalar, yırtar.
Ve sonra da der ki:
“Şu haine bakın, başında sarık,
Giymiş ayağına şalvarla çarık,
Ne biçim kıyafet, ne biçim kılık,
Uzaydan mı gelmiş bu yaratıklar?
***
Bir de yeşil takke takmış başına,
Sakal da bırakmış bakmaz yaşına,
Bu ne edepsizlik Allah aşkına,
Bunlar bu kafayla devleti yıkar(!)
***
Analar, babalar bence suçludur.
Oğluna, kızına Kur’an okutur,
Başın örtmüş içi, nifak doludur.
Gördükçe bunları, yüreğim sızlar(!)
***
Hepsini, toplayıp ipe dizmeli.
Peçesini yırtıp başın ezmeli,
Herkes, şöyle ana üryan gezmeli,
Şenlenir ne güzel bak şu sokaklar.”
***
Dostozan, bu nasıl demokrasidir?
Müslüman sağlamsa ne zarar gelir,
Salkımı yutanlar hep talkın verir,
Yakıp yıkmak için açmışlar pazar.
DOSTOZAN/ 1997-K.MARAŞ
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.22.08.2018