Bugün bir Ramazan ayına kavuşmanın maneviyatı ve oruç tutarak vücudumuzun, sağlığımızın zekatını vermenin hazzı içerisindeyiz.
Gündemde Ramazan paketleri ve zengin iftar sofraları olacak. İkiside toplumumuz birer gerçeği. Bu gerçekleri yerime getirirken abartmayalım. Lükse kaçmayalım, işin ibadet yönüne daha çok dikkat edelim.
Geçtiğimiz kandil gecelerinin birinde Kırklareli müftüsünün bir paylaşımı sosyal medyada dolaşıyordu..
Hoca diyor ki; bana soruyorlar, ne kadar çok nazma kılmalıyız ki, çok çok fazla sevap kazanalım..
Hoca da; “Bırakın çok çok nazma kılmayı, vakit namazını kılarsanız amenna. Lakin hemen her sene Hacca, umreye gitmenize gerek yok. Oraya harcayacağınız parayı, eşi olmayan kadınlarımız, edebi ile alın teri ile temizlik işlerine gidip, para kazanarak çocuk okutuyorlar. Bunlara yardım edelim, daha çok sevap kazanırız, topluma daha fazla faydalı olur” diyordu.
Şimdi Ramazan paketleri dağıtılacak. İçleri standart. Makarna-yağ-şeker, bulgur pirinç vs. Gelin paket yerine alış-veriş çeki koyalım. Ola ki, yardım etmeyi düşündüğünüz ailede makarna vardır ama, temizlik maddesi yoktur. Bırakın gönlünce alış verişini yapsın, yaptığınız yardım daha fazla yerini bulmuş olacaktır.
İftar yemeklerine karşı değilim. En azından insanları manevi bir ortamda bir araya getirerek, bir uhrevi güzelliğe vesile oluyor.
Ama lütfen abartmayalım. Yemek mönüsü, insanların yiyebileceğinden fazla olmasın, geriye kalanı çöpe gitmesin…
O kadar meşakkatin içerisinde, birde bunun vebalini taşımayalım..