Bugün yapılan AK Parti temayülündeki manzaraları görünce, 2011 seçimlerinde yapılan temayül, nasıldı, nerede yapıldı, aynı panayır havasında mıydı, vallahi hatırlayamadım.
Ama; bugün Mehmet Taş’ın bizi atlatıp direkt KAFUM’a gittiği temayüle, Mustafa Nuri Şirin ve Karaozan Eshabil Karademir ile ayrıntıları kovalamakta üstüne tanımadığım “foto Lütfi” kardeşim ile yola düştüğümüzde, temayülün renk cümbüşü içerisinde geçeceğini az çok tahmin etmeye başladım.
Madalyalı kavşakta başladı renklilik. Kamyonlara ve inşaat iskele demirlerinden oluşturulan kafeslere asılmış aday adayı posterleri karşıladı yol boyunca bizi.
İstasyon köprüsünü geçtiğimizde, ara sıra trafik ekiplerinin radar koyduğu yerde bu defa, kaldırımı ve emniyet şeridini tamamen kapatmış bir başka brandalı posterli kamyon kasası karşıladı bizi. Reklam yapma uğruna trafik tehlikeye düşürülmüştü.
KAFUM’a geldiğimizde ipler tamamen kopmuştu, ortada bir panayır havası vardı.
“Panayır” derken, sakın olumsuz anlamda kullandığımı düşünmeyin. Panayır, “şenlik” demek. Temayülün sonucu ne olursa olsun, listelere nasıl etki ederse etsin, bu benim konum değil. Zaten temayülün milletvekili seçme aşamasında kullanılan kriterlerden sadece biri olduğunu herkes biliyor.
Nizamiye kapısından, KAFUM’un içine girene kadar yaşadıklarımız şöyle:
*Kapıda bizi (teşkilat destekli) Mehmet Uğur Dilipak karşıladı..
*Bize çakmak hediye etti. Sigara içmediğim için, ofisimdeki gazı bitmek üzere olan çakmağıma yedek olarak aldım (iyi oldu, çakmak masrafından kurtuldum)..
*Yine Uğur Dilipak, İdris Tezcan ve Mahmut Arıkan’dan üzeri isimleri yazılı kalemler aldım. (Cemiyetteki kalem koleksiyonuma katkı)..
*Burnumuza nefis et kokuları gelince baktık ki, elinin bolluğu herkes tarafından bilinen İdris Tezcan, et ve tavuk döner standı kurdurmuş.. Sebil..
Henüz acıkmamıştık ama, İdris Tezcan’la birlikte tükenmeden yemek işini aradan çıkaralım dedik (bize şifa, hayrı sahibinin geçmişine rahmet, sofrasına bereket olsun)..
*Bu arada Mehmet Fiskeci gitti bir yerden bir tabak çiğ köfte kaptı geldi. (Bu nereden geldi Memet abi duamızı ona gönderelim) dedim. (Sen köfteyi ye, sahibini sorma, fatihanı oku, o gerekli yere gider) dedi..Eyvallah.
*İrfan Karatutlu’nun standından bir sarı, bir de kırmızı karanfil aldım..
*Serdar Erdoğanyılmaz’ın standından çikolata ve kolonya otlandıktan sonra, baktık ki meslektaşlarımız orda toplanmış, çay molamızı da orda verdik..
*Mahmut Arıkan’ın standından bir de anahtarlık alarak, zaman kalmadığı için diğer stantlara uğrayamadan salona girdik..
Salonda her zamanki gibi her şey düşünülmüş.. Hatta planda yokken, aday tanıtımı ile ilgili izlenimlerimi paylaştığım yazıda sözünü ettiğim için “Basın platformu” yine olup biteni iyi görelim diye ‘yüksekçe’ yapılmış. Gece boyu çalışıp platformun yapımına nezarete eden il Başkan Yardımcısı Ramazan Yavuz’a teşekkürlerimizi iletiyorum.
Salona girince, “KADINA ŞİDDETE HAYIR” pankartı yapılmış ve altına ıslak imzalar atılıyor. Ben de hemen Kadın Kolları İl Başkanı Sayın Ayşe Kılıç’ın imzasının yanına, “Kadına şiddete hayır” dediğime dair imzamı attım.
KAFUM içinde de; yine Mustafa Nuri Şirin kardeşimin yardımlarıyla
şu notları aldım..
*Sağ elindeki asker tipi eldiveniyle literatüre yeni bir eylem katan Özlem Sarıfakıoğlu, aday tanıtımındaki kostümünü değiştirmiş ama, eldiveni yine sağ elindeydi..Sol eli ise eldivensizdi.
*KAFUM çok amaçlı güzel bir salon olarak yapılmış ama, mühendislik sıfır. O salonu ısıtmayı düşün(e)memiş planı yapan teknik adamlar. İçerisi buz gibi. Isıtmak için kullanılan “patroit füzesine benzer kırmızı renkli ısıtıcılar” gürültü yapmaktan başka bir işe yaramıyorlar..
*Basın’ın çalışmasını kolaylaştıran platforma, İl Başkanı Metin Doğan sahnede olduğu için gelemedi ama uzaktan selamlayarak bize “hoş geldiniz” dedi..
*Basın platformuna siyasilerden Cuma Karalar ve Mehmet Beşen ile aday adaylarından Mehmet Uğur Dilipak bizzat gelerek “hoş geldiniz” dediler..
*Başkan Fatih Erkoç için (aday adayı tanıtımında kürsüye hakimiyetinde ilerleme var) diye olumlu bir görüş bildirmiştim. Ama; taa basın platformunun yanına kadar gelip temayül için gelenlerle tokalaştıktan sonra, Basın mensuplarına sırtını dönerek görmezlikten geldi.
Demek ki, “daha tam oluşmamış” biraz daha zaman gerekli. Bir ayı daha var ki, o zamana kadar bu eksiklikte gider umuyorum.
*Hitabetini ilk kez duyduğum ve beğendiğim Malatya Milletvekili Öznur Çalık, konuşmasını bitirdikten sonra; (basın mensupları dışarı çıksın, biz seçim sistemiyle ilgili gizli konuşacağız) deyince, o muhteşem basın platformunun keyfini yaşayamadan mekanı terk ettik.
Dışarı çıkınca da; (madem ki biz buradan kovulduk, de haydi CHP’ye gidelim) dedik.
Elbistan’ın renkli simalarından arkadaşım Özgür İspir’le, basın dostu geçen dönemin Pazarcık Belediye Başkanı Kamil Dalkara’nın milletvekili aday adaylıklarını açıklamalarına şahitlik ettik.
CHP’deki renkli seçim ortamından ayrılarak Lütfi Yıkan’ı bırakmak üzere KAFUM’un yolunu tuttuk.
Daha sonra da Karaozan Eshabil Karademir ve Şirin ile birlikte bir zamanlar Kahramanmaraş’ta gazetecilik yapan daha sonra il dışına giden arkadaşımız Serkan Gemci’ye annesinin vefatı nedeni ile taziye ziyaretinde bulunduk. Ahirete intikal eden Hacer hatuna Allah'tan rahmet diliyoruz.
Ardından büroya geçerek mesaiye devam ettik. Gelen ve gidenlerin ardından yazımızı hazırlamak için bilgisayar başına geçtik ama o da ne çalışmıyor. Doğru tamirciye…..Maalesef bilgisayarımız “çöktüğü” için bu yazıyı başka bir bilgisayarda yazmak zorunda kaldım. Bu nedenle sürçü lisan ettiysek affola, aday adaylarının kalbine göre ola…..
Hadi hayırlı geceler…..