Değerli hocam; üstad Abdurrahim Karakoç’un “bir mektup yazdım hasana ha hasana ha sana” misali size bir mektup yazdım.
Keşke yazmaz olaydım. Neler neler duydum, ne paslaşmalar duydum, ne adrese teslim kooperatif işleri duydum.
Bende bu nedenle bir mektup yazayım Ekrem hocama dedim. İster anlaya, isterse bana git işine bak boyundan büyük işlere karışma deye.
Değerli hocam;
Yıllardan beri Kahramanmaraş Ak parti teşkilatı sorunsuz görünür, ve bu görüntü altında en yüksek oyu biz aldık diye seviniriz, Konya ile yarış ederiz.
İl Başkanımız Fatih Erkoç tıfıl bir çocukken, o zamanın belediye başkan adaylığına soyunan Merkez İlçe başkanı Mahir Tufan, yerime geçecek olan veliahtım bu diyerek şimdiki il başkanımızı İlçe başkanı olarak lanse ettiğinde ne bilirdik ki, İl Başkanımızın okulu yeni bitiren küçük kardeşi bilmem kaç yüz dairelik bir kooperatifin başkanı yapılacak, işleri makine mühendisi olan ilçe Başkanı ve daha sonra il başkanı yapılacak olan ağabeyine verecek.
Bunu verirken de, memlekette o kadar makine mühendisi varken belediyenin yaptırdığı tüm konutların makine mühendisliğini ilgilendiren işleri Mehmet Fatih Erkoç’a verilecek, hangi ihale kriterleri uygulandı kimse bilmeyecek.
Değerli Hocam;
Bu kadar kapasitesi yüksek bir işi makine mühendisleri ciddi bir kırım ile yapmaya hazırken, bu işler kimseye duyurulmadan bir mühendisin kısa adı TUS olan teknik uygulama sorumluluk kapasitesinin üzerindeki işi, kooperatif başkanının il başkanı ağabeyine vereceğini kim bilecek.
Bunlar teknik işler değerli hocam. Teşkilatta bu işlerden çok iyi anlayan elemanlar vardır, yollarsanız birini bu yazdıklarımı araştırarak ne demek istediğimi, buradaki paslaşmaların boyutunu çok iyi anlayıp ifşa edebilir.
O zaman sizde anlarsınız ve takdir edersiniz ki; İl başkanımız milletin rant dediği bu işlerden başını kaldırıp ta memleket meselesine nasıl bakacak.
Eğer insanların ellerindeki imkanları kullanarak para kazanması kapasite üstü işlere göz yumulması normal ve yasal derseniz, işin etik tarafını hiç söylemeye gerek yok.
Sizde hak vereceksiniz ki; İl başkanımızın bu işlerden vakit ayırarak memleketin işlerine eğilememesi gayet normal. Çünkü ülkenin her tarafı dantel gibi bölünmüş yollarla örülmüşken, biz kış mevsiminde kar yağdımı dokuz dolambaç geçidine dolanmamak için korkudan Adana üzerinden Ankara’ya gideriz sevgili hocam. (Son dönem vekillerimiz geldi de, yolumuz 2014’de bitecek. Yoksa Maraş Nurdağı yolumuz Başbakanımızın talimatına rağmen kaç sen sonra bitti)
Eğer bu işlerde abes bir şey yok derseniz, Belediye meclis üyelerinin, ihale komisyonunda görev alanların Belediyenin kooperatiflerinde iş yapmalarını hiç söylemeye gerek yok.
Bu işe bir el atın ki Hocam; ben hem 3. mektubu yazmak zorunda kalmıyayım, hem de Ak Parti’nin bu tür işlere karşı olduğunu, yapanların ise gözünün yaşına bakılmayacağını haykırabilelim.
NOT: Derdiniz derdimiz, bilsin her bir ferdimiz sloganı ile bize Başkan olmaya çalışanlarla, suyu beleş dağıtacağım diyerek daha nereye ne için aday olduğunun bilincinde olmayanlarla, Belediyenin iki sosyal tesisine tüm Maraş’taki lokantalara yetecek kadar tabağın nerden ve kimin kardeşinden alındığıyla ilgili yazımı bekleyenlerden özür diliyorum. Çünkü bu açık mektup olayı, Ak Parti İl Başkanı Sayın Erkoç’un, beni Sayın Ekrem Erdem’in yanında el-kol karışık ittirmesi ile ön plana çıktı.
Bize hicri yılbaşını öğreten adaylarla birlikte o yazımın yarın gece yayına gireceğini saygılarımla belirtmek isterim.