Seçimleri uzaktan takip ettim. Bence, kapalı olması gereken bir seçim. Seçilecek yönetimin faal olması elbette memleketin faydasına olur ama, neticede oy verecekler sadece iş adamları olduğundan kapsama alanı sınırlı bir seçim.
İki aday olması nedeniyle kamuoyunun oldukça dikkatini çeken, memleketin başta sona takip ettiği bir seçim oldu.
İki adayın konsensus sağlaması bence memleketin faydasına oldu.
Her iki adayı da çok severim. Özellikle hep “abi” dediğimiz Şahin Balcıoğlu’nun yanımda ayrı bir yeri vardır.
Uzaktan tanıyıp, Kemal Karaküçük’ün ayrılması ile ön plana çıkan Serdar Zabun’u da memleket bilir. Şu ana kadar hiçbir şaibeli işte ismi geçmeyen memleketimizin çocuğudur.
Sonuçta; her iki aday birleşti, kura çekildi ve iş bitti.
İşin esas tarafı ise şehrimize, yani memlekete yaptığı yatırımlar dışında, yine memleketimize yaptığı okul, hastane gibi sosyal tesislerle ön planda olan KMTSO Meclis Başkanı ve Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Öksüz…
Herkes herkesi sevmek zorunda değil.
Rızk veren Yüce Allah’tır, insanoğlu aracıdır.
Bir insan binlerce insanın ekmek yemesine vesile oluyorsa, eleştiri yaparken biraz bu dikkate alınmalıdır. Bu benim şahsi fikrim. İstihdam sağlayan bir işadamı, eğer vatana ihanet derecesinde bir eylem içerisinde değilse, asla ve asla aleyhte bir şey yazmam.
Gelelim yeniden KMTSO seçimleri ve Hanifi Öksüz’e..
Hanifi Öksüz’e; meslektaş olarak sevdiğim takdir ettiğim Şirin baba, bizim tabirimizle habire vurup duruyor.
Kimsenin işine karışmak haddimizde değil amma, Hanifi Öksüz Sanayi Odası Başkanlığına aday olursa, kimse yok demez.
Adayım dediği zaman, eminim ki başka adayda çıkmaz.
Benim okulu bitirdikten sonra ilk iş yerim olduğu için (Kipaş’ın ilk acemi montörlerindenim), Kipaş, Öksüz(mektep arkadaşım Ali Öksüz hariç) ve Gümüşer ailesine ayrı bir sempatim var.
Bitmiş bir seçimden sonra, bu işi gündemde tutmak kimseye fayda getirmez.
İki aday anlaşmışken, üçüncü kişilere bu birlikteliği desteklemek ve memlekete sağlayacakları faydanın düzeyini üst taraflara çekmeye vesile olmak yakışır.
Bu saatten sonra amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olmalı. Sorumluluk alındığında niye müdahil oluyorsunuz, alınmadığı zamanda niye taşın altına elinizi koymuyorsunuz zihniyetinden ve oylara ipotek konuldu diyerekten, diğer sanayicileri töhmet altında bırakmaktan vaz geçilmeli..