Seçim bitti.
Öküz öldü ortaklı bitti demiş ya atalar. İtirazlar, hazımsızlıklar, kaçan treni durdurup hocayı bindirenler derken, nasılsa bu işin sonu alınacak, mazbatalar sahiplerine teslim edilecek ve hayat yeni bir seçime doğru devam edecek.
Burada esas olan öküzü öldürmeden ortaklığı bitirenler. Partisinin nimetlerinden faydalanıp da aday gösterilmeyince, işin kerameti bendeydi, ben olmasaydım bu parti burada seçim kazanamazdı düşüncesiyle gaflete düşenler, tatlıcılar, yargıcılar, yer biderlerinin durumu ne olacak.
Günlerdir beni bir uykusuzluk aldı bunların halini düşünmekten.
Ak parti gerçeğinin Recep Tayyip Erdoğan üzerine kurulu olduğunu unutup, kendilerini dev aynasında görenler, geldikleri yerleri unutup bir acaip havalandılar. Gittiler çaktırmadan rakip partileri desteklediler. Fark edilmez zannettiler. Hocayı görünce tüm oyları silip süpürür, bari bizde numaralı koltuklardan bir yer kapalım dediler. Halbu ki destekledikleri partide; partinin eski üst düzey yöneticilerinden birinin bizde profesör çok, biri gelir biri gider dediğini duyamadılar. Numaralı koltuk biletleri ellerinde kaldı..
Numaralı koltuk sevdasına düşen sadece ikbal peşinde koşan siyasetçiler değildi. Bizim köşe yazarcılığı oynayan tayfadanda, Hoca esti gürledi, anketlerde şu kadar fark çıktı, Dulkadiroğlunda Nergiz çiçeği açtı gibi teranelerle, MHP’nin seçimi alacağını düşünerek saf değiştirenler şimdilerde tornistan yapıp kuyruk sallar oldular. Halbu ki; MHP’nin birkaç parça olarak seçime girdiğini, herkesin ayrı bir hesabı olduğunu düşünemediler.
Gerçi dünyanın düzeni böyle.
Kazanana niye kazandın denmez. Hayırlı olsun denir, bizde kazananlara hayırlı olsun diyerek, mazbataların verilişi ile birlikte kaybedenler üzerindeki düşüncelerimizi paylaşacağız.
NOT: Fatih Erkoç ile ilgili adaylık süreci öncesi yazdıklarım malum. Kazandı, hayırlı olsun. Seçim sürecinde Pazarcık Ak parti adayı ile ilgilide bir konuşmasından dolayı fikirlerimi aleyhte olarak beyan etmiştim. DYP ve MHP istasyonlarında şansını deneyen Bozdağ, sonunda AK Parti istasyonunda mutlu sona ulaştı.
Demek istediğim odur ki; aleyhine yazdığım iki kişi başkanlık koltuğuna oturdu. Cevdet Hoca’danda kısa bir zamanda bir atak yaparak önemli bir göreve gelmesini bekliyorum. Eğer böyle bir şey olursa, Cevdet hoca’ya benim payımı unutmamasını hatırlatırım.
SELLİ ÖKKEŞ VE AKEDAŞ
Çoktandır bizim Selli Ökkeş’i ihmal ettiğimi fark ederek, Mağralıya paçacı Remzi ustanın yanına gittim. Derdim hem paça yemek, hemde Selli Ökkeş’den son durumlar hakkında bilgi almaktı.
Selli’yi bulamadım ama, Remzi Usta’ya paça yemeye gelen memleketin hatırı sayılır belli bir esnafının Akedaş’la olan şikayetini dinledim.
Olay şu:
Gecenin saat 23.00’ı…
Sokak lambaları yanmıyor..
Esnafımız elektrik arızayı arıyor.
Arıza servisinde mekanik bir ses, “efendim 25. sıradasınız, müşteri temsilcimiz birazdan size bağlanacak, beklediğiniz teşekkür ederiz” gibi beylik laflar…
Sokak lambasının arızası için pek fazla adam aramaz. Arasa arasa o sokağın sakinleri arar ama 25’i birden aramaz.
Yarım saate yakın bir süreden sonra ulaştığı müşteri temsilcisine çok beklediği için şikayetini bildiren esnafımıza temsilci bayan ne yapalım sistem böyle der.
Akedaş yetkilileri bu sistemin çaresine bakmalı. Böyle bir sistem telefon şirketlerinde, bankalarda sanki fazla para yazılması için kullanılan, adamı hasta eden bir sistem.
Akedaş’ın telefonla uzun süre bağlantı kurulmasından kazanılacak paraya ihtiyacı olmadığını herkes bilir.
O zaman adamı hasta etmeyecek bir sistem kurulmalı ve iş çözüme kavuşmalı.