Seçime çeyrek kala diye söze başlayacak olursak, çeyrekle bitim arasında söyleyecek ya da hiç söylenmeyecek çok söz var aslında.
Ben bugün seçime çeyrek kala diliminde, birazcık Milliyetçi Hareket’i konuşmak istiyorum. Çünkü son günler siyasi arenada Milliyetçi Hareket’in yaptıkları, yapmadıkları, yapmaması gerekenleri, çalışanları ve çalışmayanları, çalışır gibi görünüpte partiye zarar verenlerini konuşmakla geçti.
Derler ya bir iyi haberim var bir de kötü…
Kendi kendime kur’a çektim ve kur’adan önce kötü haber çıktı.
Adayların belli olmasından sonra halkın Milliyetçi Harekete doğru büyük bir temayül gösterdiğini hepimiz biliyoruz.
Geride kalan zaman içerisinde sarfedilen davranışlar bu temayülü ister istemez biraz geriletti.
Bunun en bariz örneği Belediyenin 10 seneden beri dağıttığı yakacak kamyonuna el konulmasıydı.
Bunu gençler yapmış olsa bile, ilçe ve il başkanının kamyonun yanına gidip poz vermek yerine, gençler bir hata yapmış deyip, olayı örtbas etmeleri gerekirdi.
Sen maliyecimisin irsaliye yok diyorsun…
Zarfın içerisinde para veriyorlar(mış) diyorsun. Demek ki gözünle görmedin MIŞ dediğine göre.
Sonra odun ve para verdikleri insanların Ak Partiye oy vereceklerinin garantisimi var. Niye ihtiyacı olanın kısmetine engel oluyorsun..
Balık vermek yerine balık tutmayı öğretmek lazım tekerlemesinin yeri değil, sakın bunu söylemeyin. Çünkü adamların balık tutmak için dereye, göle gidecek parası yok.
Milliyetçi hareketin aday yanlışlığı konusunu hiç konuşmayalım. Göksun’da babasının geçmiş dönemde partiye ihanet etmesinden mütevellit, kendi ilçesinde aday olması mümkün değil denilen birinin Dulkadiroğlu’nda aday olması ne kadar yanlışsa, “yok ben istemiyorum, parada harcayamam, zamanım yok çalışmalara da katılamam” diyen bir adamın meclis sıralamasında ilk sıraya getirilmesi de o kadar yanlış.
Gecesini gündüzüne katan, oy potansiyeli olan insanların dışlanmasının getireceği sonuçları seçimden sonra konuşalım..
Diğer iyi habere gelince;
Milliyetçi hareket belki de farkında olmadan memlekete iyi bir siyasetçi kazandırdı. Yusuf Temizkan’dan bahsediyorum. Kazanır kazanamaz tahminlerine asla girmem. Çünkü özellikle internet üzerinden yapılan anketlere hiç itibar etmem. Diğer çarşı-pazar gezilerek yapılan anketlere de pek güvenim yok. Çünkü; bunca senedir gazeteci olarak it ayağı yemiş gibi çarşı pazar dolaştığım halde bir tane anketçi bana denk gelmedi. Nerde, nasıl kimlerle yaparlar bu anketleri bir türlü anlamış değilim. Bu nedenle kazanıp kazanamaz diye tartışmak yerine, Yusuf Temizkan’ın memleketin siyasi geleceğinde önemli roller oynayacağının bir kenara yazılması gerektiğine inanıyorum..
Milliyetçi hareketin bir diğer parlayan yüzüde, teşkilatın ve partiden ikbal bekleyenlerin, kendilerinin önü kapanacak düşüncesiyle seçimi kazanmama uğruna yaptığı onca harekete rağmen, bu tür atraksiyonlara asla girmeyen Necati Karatuluk…
Genel seçimlerde 8. sıra adayı olmasına rağmen partisinin her organizesine gelen Necati Karatuluk, adeta genel seçim havasına bürünen yerel seçimler için gecesini gündüzüne katarken, diğer vekil adaylarının ortada görünmemesi dikkat çekici.
Karatuluk; Milliyetçi hareketin organizesinin olduğu, seçim bürolarınn açıldığı Afşin Pazarcık, Türkoğlu gibi ilçeler başta olmak üzere her yerde parti tabanının gösterdiği sevgiyle bu çalışmasının semeresini alıyor…
Şu anda yerel seçimlerden hiçbir beklentisi olmadığı halde kendisi adaymış gibi çalışan Necati Karatuluk’unda, tıpkı Yusuf Temizkan gibi memleketin siyasi geleceğinde rol oynayacağına inanıyorum.
Kısaca her eve lazım gibi her partide olması gereken isimlerden biri….