Suriyelilere karşı yapılan saldırıyı gerçekleştirenlere güruh demiştim. Güruh sözlüklerde serseri, başı boş ve değersiz gruplar için kullanılıyor.
Pazar günü yaşanan olaylar ilk önce Suriyeli serserilerden muzdarip olmuş demokratik protesto hakkını kullananların bir gösterisi olarak başladı.
Bu grup Valilik önünde Vali’yi istifaya çağırdı.. O sırada elinde megafonla Valilik kapısında yüksek bir yere çıkan bir vatandaş gruba hitaben; “Arkadaşlar, sesimizi duyurduk, bundan sonrası işin tadının kaçmasıdır, yarın bir heyet olarak gelip yetkililerle konuşalım” demeye çalıştı.
Bu sırada gruptan amacı sadece, “Suriyelileri istemiyoruz” diyenler ufaktan ufaktan dağıldı. Geride kalan güruh ise neredeyse bu sağduyulu vatandaşı dövecekti. Bu güruh daha sonra Valilik kapısında, Büyükşehir Belediye Başkanı aleyhine de epey atıp tuttu.
Burada dikiş tutturamayacaklarını anlayınca kent meydanı ve oradan da Belediye meydanında tekrar toplandılar. Çoğu taraftar gruplarından oluşan bu güruh, burada jandarmanın gelmesine kadar taşkınlıklarını sürdürdü, Toplumsal olaylara müdahale aracına taş attılar.
Evet benim Kahraman memleketimde polise taş atmak şerefsizliğinde bulundular.
Şimdi ben polise taş atan bu zavallılara güruh diyorum…
Sokak aralarına dalıp da haraç isteyen Suriyeli serserilerle alakası olmayan ailelere saldıranlara güruh diyorum…
Suriyelilerin araçlarına saldırıp tahrip edenlere güruh diyorum.
Ertesi gün meydanda bekleyip de hiçbir şeyden haberi olmayan birkaç Suriyeliye meydan dayağı atanlara güruh diyorum.
Serserilik yapanların ceza görmelerine, sınır dışı edilmelerine taraftarım. Ama; ahır gibi yerlerin boyanarak 500 TL’ye kiraya verildiği yerlerde hayatlarını idame ettirmeye çalışan zavallılara yapılan böyle bir muameleye karşıyım.
50 TL’lik işi 20-30 TL’ye yaparak hayatta kalma mücadelesi verenlere yapılan muameleye karşıyım.
Uygulamada yanlışlık olabilir. Bu Devletin işidir. Bu uygulamadaki yanlışlığı çözecek olan ne Vali, ne de Büyükşehir Belediye Başkanıdır.
Bunun cezasını vermek de birkaç serseriye düşmez. Bizim millet olarak özelliğimiz mağdur durumda olana yardım etmektir. Biz dünya genelindeki Müslümanların ve Türkmenlerin baba ocağı sayılırız.
Baba ocağına gelenlere edepsizce davranmak bize yakışmaz.
Ahır gibi evini yüksek fiyatlara kiraya verenler, ucuz ucuz adam çalıştıranlar, aman bir Suriyeli bulupta evlensek diye ağızlarının suyu akanlar; Siz bir şey demeyecek misiniz?