Malum Ramazan ayındayız, Bilgisayarın başına oturduğumuzda yemek-tatlı-limonata çeşitleri gözümüzün önünde fır döndüğünden yazmak için akşamı bekliyoruz. Akşam oluncada rehavet. Bu yüzden konular birikti, hazır siyasi çeşitten girmişken birikmiş mevzuları da çeşitleyelim istedik.
KAHRAMANMARAŞ BELEDİYE SPOR.
Geçtiğimiz ayın Büyükşehir Belediye meclisinde MHP’li üyeler Belediye spor ile ilgili bir takım sorular sordular.
Bu sorular dürüstçe cevaplanırsa geçmiş döneme dair akıllarda bir soru işareti kalmayacak. Beşiktaş’ın 30 bin liraya (eski parayla 30 milyar) yaptığı kamp dönemine Belediye spor bir rivayete göre 55, bir rivayete göre 85 bin lira ödüyorsa ve bunun açıklaması zamanın il başkanı şimdiki Büyükşehir Belediye başkanına; “açığımız vardı kapatmak için fazla fatura aldık” şeklinde cevaplanıyorsa, zamanın Belediye Başkanı; “ne yaptınızda bu kadar açık verdiniz, başka açık kapatmak için(!) nerden ne kadar fatura aldınız” diye sormuyorsa ve zamanın İl Başkanıda bu işe sessiz kalıyorsa, şimdiki zamanda bunların açığa çıkması gerek.
Bir dönem önce sadece yönetici iken Bünyamin Gezer ve ekibine güzel laflar(!) edenlerin, takımda etkili yönetici olduğunda kapıdan içeri giremez dediği şebekeyle neden işbirliği içine girdiğinin bu dönemde açıklanması gerek.
MHP’nin sorduğu bu soruların cevapları olağan üstü bir durum(!) gelişmezse muhtemelen yarınki mecliste verilecek. Hararetle bekliyoruz.
Açıklığa kavuşması gereken bir soru daha var.
O’da etkili yönetici konumuna geçtikten sonra kapıdan içeri giremez dediği lisansı olmayan menajerle işbirliği içerisine giren Fatih Köşger kardeşimizin şu an itibari ile taşeron firma elemanı olarak Belediye bünyesinde olup olmadığı, Mustafa Poyraz zamanında mı daha sonra mı işe alındığı, aynı zamanda belediye spordan ücret alıp almadığınında açıklığa kavuşması gerek.
Benim bildiğim Fatih Köşger kardeşimde ucuz iş olmaz. Bu iş çok ucuz bir iş. Kamuoyunun bilgilenmesi açısından bu işinde açıklığa kavuşması gerek.
Yok bu soruları karanlıkta bırakılacaksa, ayı tas aynı hamam devam edecek , sadece isimler değişecek demektir..
MÜFTÜLÜK
Kalemşorlar sınıfına sessiz sedasız ama etkili bir şekilde dahil olan Veli Karalar kardeşim “müezzini kim kovdu” başlıklı yazısında, Görme özürlü bir müezzine yapılan işkence ve ahlaksızlıktan bahsetmiş. Bu işin müftülük tarafından derhal soruşturulması gerekir. Eğer müftülük taş medrese’de Cuma kılanlar cennete gidemez fetvalarından vazgeçerde bu iş el atarsa, bu zamana kadar taş medresede Cuma kılanların durumu ne olacak diye sormayacağız. Üç Cuma üst üste Cuma namazı kılmayanların nikah durumu ne olacak diye de sormayacağız.
Bu konuyu gündeme getiren Mustafa Şirin bu işin cevvallerindendir. Bir bildiği olmasa bu konuyu üstelemez.
Sevgili Müftü Hocam, taş medresede hiç Cuma kılmışlığım yok ama, yine de lütfen bu konuda bizi aydınlatın.
POLİS VE SURİYELİLER
Karaozan(Eshabil Karademir) üstadımız polise dair bir anektod aktarmış. Onun bu haklı olduğuna inandığım yazısına katkıda bulunmak istiyorum.
Memleketin bilinen ünlü ama küçük bir esnafına birkaç kendini bilmez saldırıda bulunur. Şu anda poliste olan güvenlik kameralarında şekli şemali ve ölümüne salladığı bıçak aleni bir şekilde görülüyor.
Esnafımız saldırganların isimleri ile birlikte ve binip kaçtıkları arabanın plakasını vermesine rağmen karakolda ev adresini biliyor musun gibi lakayt davranışlar karşısında polise olan güvenini kaybediyor.
Ne yapsın adamcağız saldırganların TC numaralarını da versin?
Karaozan’ın gündeme getirdiği Suriyeliler konusu daha da vahim bir boyuta gelmek üzere. Empati yapıyoruz, aynı durumda olmadığımız için şükrediyoruz ama her şeyin sınır ve herkesin bir sabrının sonu vardır.
Bu sınır ve sabır sınırları aşılmadan yetkililerin bu işe bir çözüm bulması gerek.
Burada maraza çıkaranlarında kendini bilmez, (saklamanın bir anlamı yok) sığıntı olduğunun bilincinde olmayan birkaç serseriden ibaret olduğunu söylemek gerek.
Adı Suriyeliler parkına çıkan Kent meydanında, çoluk çocuğa nargile pazarlayanlardan polisin haberinin olmaması mümkün değil.
Nargileyi izinsiz satan ruhsatlı işyerlerine ceza uygulanırken, bu işin meydanda yapılmasının getireceği sonuçlar uyuşturucuya doğru gider.
Tedbiri şimdi almak lazım, sonuçta eyvah demenin kimseye faydası olmaz…