Bugünlerde doktor tavsiyesi ile tatlı yemeyi kestiğimden dolayı biraz konsantre sıkıntısı çekiyorum. Bu yüzden konuları birleştirdim, affola.
BAŞKAN MÜDÜRLER..
Bu mesleğe 1982’de kardeşim Mehmet Taş’la birlikte başladık. Belde belediyelikleri oluşmaya başladığından beri hep; Git, Elbistan’daki köyüne mutlaka bir gün belde olur, sende oraya başkan olursun diye söylemişimdir kendisine, inkar edemez.
Sözümü dinlemedi, başında esen kavak yellerinin etkisiyle Serintepe mahallesini ve memleketi kurtaracağım dedi(Hoş o zaman Mehmet kardeşimin başındaki kavak yelleri benimde başımda esiyordu) .
Şimdi Belde Belediyeleri kapanıpta başkanlar boş kalınca bir çoğu büyük küçük şehirlerde birer koltuk bulup oturdular. (Bazıları da akrabalarını kendilerine şoför tutmuşlar.)
Bu başkan müdürleri işe alıp koltuk vermeden önce, görev yaptıkları beldelerde ne iş yaptılar, ne gibi kalıcı hizmetleri oldu, kaç kere Ankara’ya göreve gittikten sonra, oradan da Antalya’ya geçip keyif yaptılar diye araştırıp sorulsaydı, ona göre görev ya da koltuk verilseydi desem muhtemelen bana koca bir s.…r çekecekler.
Kaçırdın treni Mehmet Taş kardeşim. Sözümü tutmadın, delegelikle idare edeceksin artık.
MUHTAR ŞEREF..
Sosyal olan bir insanı çok severim. Desteklerim.. Ama; bu tür insanlar haddini aştığı zaman acaip kıl olurum.
Hizmet yapan insanı manevi anlamda desteklemeyi de severim. Celal Doğan Gaziantep Belediye Başkanı iken hizmet götürdüğü tüm köylerin girişine, burasını yapan Celal Başkana teşekkür ederiz levhaları asılırdı. Ve benim bu tür manevi destek ve onore etme olayı çok hoşuma giderdi.
Dün facebook’da haddini aşan bir paylaşım görünce duramadım, huyum kurusun derler ya, yok benim huyum kurumasın, bu tür andavallılarla uğraşmayı çok severim.
Dulkadiroğlu Belediyesiyle ortak tarhana firik şenliği yapan bir resmi kurumda bekçi Şeref Dere, Oniki Şubat Belediyesi sınırları içerisinde kalan bazı mahalle muhtarlarının, mahallemize yaptığı hizmetlerden dolayı Başkan Mahçiçek’e teşekkür ederiz pankartlarını aynı kalemden çıkma diye eleştirmiş.
Ve demiş ki; benim niye haberim yok.
Oğlum sen kimsin, mahalle muhtarı mısın.
Muhtar seçilmiş adam, bu tür şeyleri sana mı danışacak. Beğenmezsen öbür seçimde oy vermezsin.
Futbol sezonu başladığında şehrin her tarafından aynı boy, aynı renk aynı yazı karakteri ile Büyükşehir takımına başarılar pankartları vardı. O zaman sana danıştılar, senden izin mi aldılardı da ondan mı sesin çıkmadıydı..
Gerçi sen büyük adamsın, Suriyeli olaylarında sukuneti sağlamak için Emniyet Müdürü ile birlikte hareket ettiğinden dolayı bu tür küçük işleri sana danışmamışlardır. Kusuruna bakma muhtarların..
Haddini bil haddini, haddini bilmezsen patlatırlar enseni tekerlemesini unutma..
KERVAN PASTANESİ..
Tarım Bakanlığının ayıplı firmalar listesinde Kervan pastanesinin boyalı fıstık ezmesi yaptığı raporu yayınlandı.
Bu olay yerel basında yer almadı ama, ulusal basında haber olarak yer buldu.
Kervan’ın sahiplerini iyi bir esnaf olarak biliriz. Sözleri bizim için esastır. Günümüzün modası işimize gelmeyen her durum için geometrik şekilleri ön plana çıkarmak oldu.
Kervan yönetiminin garabet savunmasını yaptığında Cumhuriyet bayramı tatili idi ve tatil bitiminde hakkını arayacağını söylemişti.
Şu ana kadar hak arama hususunda bir ses duymadık..
Bu sesi duymak ve dostlarımıza yapılan bu hareketin iftira olduğunu öğrenip rahatlamak istiyoruz…..