Geçtiğimiz hafta ülkenin doğusundan ortasına 2 seyahat yaptım. İlki askerlik yaptığım Siirt’e Gazeteciler Konfederasyonun tertiplediği Başkanlar toplantısı içindi. Otoban çıkışından itibaren Siirt’e giden tüm yolların bölünmüş olarak yapıldığını görünce kıskanmadım değil.
Diyarbakır’ın girişinde ve çıkışında karayolları amblemli alt-üst geçitleri görünce kendimi Ankara’da zannettim. Aynı faaliyetlerin Batman’da sürdüğünü de görünce bir yerde eksik var diye düşünmekten kendimi alamadım.
Bu arada bizim üniversite kavşağındaki üst geçidin yarım kaldığını hatırlatıpta keyfinizi kaçırmayayım.
1998’de bulunduğum Siirt’te görev yaptığım Yağmurtepe karakolunu, 3. Komando Tugayının konuşlandığı Omurtak kışlasını, 3 astek arkadaşımla kaldığım evi görünce eskiye doğru bir duygusal yolculuk yaptım.
Siirt’lilerin gösterdiği samimi misafirperverlik, sabah erkenden yediğimiz Büryanın üzerine Foto Çağdaş Refik ve Rodi Ferit’le buluşmamız duygusallığın doruğunu yaşattı bana.
En kısa zamanda tekrar döneceğim Cebrail Sarı ve Alper Gültepe’nin sabah sabah yenirmiymiş yediği Büryanı daha erkenden yiyeceğim.
Gelelim Ankara’nın bağlarına.
Kahramanmaraş’ın büyük ümit bağladığı Ak Partinin kare ası içinde yer alan Mahir Ünal’ın düğünü için gittiğimiz Ankara’da hevesim kursağımda kaldı.
Buradan giderken, ya Ankara’nın bağlarına ya da çiftetelliye 2 göbek atar, kurtlarımı dökerim demiştim ama, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan’ın nikah şahitliği yaptığı düğünde göbek atılmayacağını orada öğrenmiş oldum.
Sosyal statü değiştirerek evlilik müessesesi kuran Mahir-Şule çiftine bir yastıkta kocasınlar dileğimi ileterek, işin biraz dedikodu tarafına geçelim.
Geçen sene Feshane’deki Maraş günleri ile ilgili Cevdet hoca kaynaklı bir yazı yazmıştım. İstanbul’daki Maraşder Başkanı her dönemin vekil aday adayı Şaban Kurt’la uzun bir telefon görüşmesi yapmış ve görüşmenin sonunda Cevdet Hoca’nın Marasder’in hiç katkısı olmadı beyanını inkar etmesi üzerine, Sayın Kurt yargıda görüşeceğimizi söylemişti.
Ben Mahkeme celbi beklerken Sayın Kurt’la düğünde karşılaştık. Bana ilk sözü; “yav benden ne istiyorsun” oldu. Sevgili Başkana ortamın konuşmak için uygun olmadığını anlattım. Sevgili başkana memlekete geldiği bir gün konuşmak üzere buradan davetimi arz ediyorum.
Damat adayı memleketin ulemalarından ve de sevilen şahsiyetlerinden biri olunca düğüne icabet oldukça fazlaydı.
Ve de Maraşlılar hiç birbirini görmemiş gibi bir arada olunca doğal olarak Ak Parti İl Başkanı Metin Doğan’la karşılaştık.
Şahsiyet olarak “sevimli” biri olan Metin Doğan’ın siyasetçiliği benim nazarımda özellikle dinleme olaylarındaki tavrı ile sınıfta kaldı.
Gördüm ki; Metin Doğan ve ekibi işin hala dalgasında.. İşin ciddiyetini fark etmiş değiller.
Bu ekibe bir tek sözüm var; bu şarkı burada bitmeyecek….