Şimdi diyeceksiniz ki, “her emel, her arzu ve her talep nasıl ihtiyaç olabilir? Olmaz tabi.”
Ancak, Dünya’da yaşadığımız bu çağda her zamankinden daha fazla kafa karışıklığı ve zihinlerde meydana getirilen aldatmacalarla karşı karşıyız. Emeller, arzular ve talepler ihtiyaç gibi sunuluyor.
Medya, basın, internet, bilgisayar, televizyon kanalları, cep telefonları, sanal alem ve benzeri güncel ve önemli teknolojik gelişmeler bizleri adeta esir aldı. Toplum olarak yönlendirmeler ve dezenformasyonla(yanlış bilgi ve kasıtlı yönlendirmelerle) her zamankinden daha fazla karşı karşıyayız.
Ellerinde medya, basın, internet ve benzeri güç olanlar, “deveyi pire, pireyi deve” yapar mı yapar. Televizyon kanalları, gazeteler ve benzeri kuruluşlar, keyfine göre yayın yaparak, “doğruyu eğri, eğriyi doğru” gösterir mi gösterir.
Ve bu çağda en önemli gerçek şudur ki, “parası olan, sermaye gücü olanlar, basını, televizyon kanallarını, medyayı ve interneti ellerine geçirmişler” ve istedikleri gibi kullanıyorlar.
Kapitalistler ellerine geçirdikleri medya gücüyle insanlarımızı, “tüketim ve marka peşinde koşan birer aciz ve zavallı haline getirmişlerdir.”
Medyanın istediği şudur. Daha doğrusu kapitalistlerin güdümündeki medyanın ve basının istediği şudur: “Bir bütün olarak toplum ve içerisindeki ayrı ayrı fertler, emel, arz ve taleplerini sanki bir ihtiyaçmış gibi görsün.”
Evet, yazımda bahsetmek istediğim ana fikir işte budur: “Emel, arzu ve talepler, birer ihtiyaç değildir.”
Emel,insanın aklına ve fikrine gelen her türlü düşünce ve isteklerdir. Emel, çoğu zaman uzun vadeli isteklerdir. Mesela bir genç insanın yaşlılığında bir çiftlik evi satın alarak orada çiftlik hayvanları yetiştirmeyi istemesi, bir insanın 100 yaşına kadar yaşayıp da torunlarının torununu görmeyi dilemesi vb gibi istekler birer emelden ibarettir. Bazen ulaşılması zor ya da imkânsız olan emeller vardır. Bir insanın artistler gibi yakışıklı olmayı istemesi, krallar gibi zengin olmayı istemesi de ulaşılması zor ya da imkansız isteklerdendir. Bazı emeller, esasında birer hayalden ibarettir. Örnek vermek gerekirse, insanın ölmemeyi istemesi bir emeldir. Ancak hayaldir ve gerçekleştirilmesi imkânsızdır.
Arzu, insanın aklına ve fikrine gelen her türlü düşünce ve isteklerdir, Arzu, emel göre biraz daha gerçekçi ve biraz daha akla yakın isteklerdir. Bir insanın bir şehirde belediye başkanı olmayı dilemesi, zengin olduktan sonra fakirler için aşevi kurmayı istemesi, kasabanın en güzel kızıyla evlenmeyi dilemesiarzulara birer örnektir.
Talep,insanın aklına ve fikrine gelen düşünce ve duyguların, hayata geçirilmesi için harekete geçilmesi noktasında ve fikrin “kuvveden fiile geçilecek aşamada” olmasıdır. Mesela, insanın köyünde noksanlığını duyduğu bir taziye evi, bir köy konağı için Yetkililerden yardım talep etmesi, fakir bir kişinin oğlunun okul masrafları için bir sosyal yardım kuruluşundan burs istemesi, başka bir yere taşınmak isteyen bir memurun tayin talebinde bulunması, işsiz bir kişinin iş başvurusunda bulunması gibi örnekler talepler için Bizlere fikir vermektedir.
Her emel, her arzu ve her talepler birer ihtiyaç mıdır?
İşte bu yazıda ele aldığımı ve dikkat çekmek istediğim asıl husus budur.
Yukarıda emel, arzu ve talep hakkında kısaca tanım ve açıklamalarda bulunduk ve zaten asıl maksadımız da bunların tanım ve açıklamasını yapmak değildir. Asıl dikkat çekmek istediğim nokta şudur. Her emel, her arzu ve her talepler birer ihtiyaç mıdır?
Elbette değildir. Zaten, emel ve arzuların ihtiyaç olmadığı çok belirgin ve nettir.
Gelelim taleplere.
İnsanın her talep ettiği de elbette birer ihtiyaç değildir. Ancak, bazı talepler ihtiyaçtır. İhtiyaç olmayan talepler dikkate alınmamalıdır.
Sözü uzatmayalım: İnsanların her aklından geçeni, her düşündüğünü, her arzuladığını ihtiyaçmış gibi göstermek tamamen kapitalist bir Dünya görüşünün dayatmasıdır.
Bizim inancımız İslam’dan kaynaklanır ve İslam’a göre de ihtiyaçlar yalnızca şu beş madde altında toplanabilir:
1-Yeme-içme ihtiyacı
2-Giyinme-barınma ihtiyacı
3- Eğitim-meslek ihtiyacı
4-Güvenlik-sağlık ihtiyacı
5-Sevgi-merhamet ihtiyacı
Bu yukarıda beş başlık altında saydıklarımızdan başka Dünya’da ihtiyaç yoktur. Bir Devlet asıl olarak vatandaşlarına bunları temin etmelidir.Bir de insanlar ihtiyaçlarını iyi bilmeli ve kapitalizmin oyununa gelerek her aklına gelen şeyi ihtiyaç sanmamalıdır.
Vesselam.