Milletvekilliği seçimleri gündeme yavaş yavaş gelirken, muhtemel aday adaylarının isimlerinin telaffuz edilmeye başlandığı şu günlerde okurlarımızdan aldığımız öneri ve düşünceler ışığında bir vekilin; nasıl, neden, niçinlerinin cevaplarını bulmaya çalıştık ve ortaya aşağıda ki gibi bazı önemli detaylar çıktı.
Önümüzde yaklaşan genel seçimlerde milletvekilliği görevini yerine getirmesi için Milletvekili olmak isteyenlerin gireceği bu önemli yarışta aday adayı ve aday olma sürecinin başladığı şu günlerde öncesi de diğer seçimlere olduğu gibi kapalı kapılar ardında ki yapılan kulis çalışmaları gün geçtikçe hızını artırmakta.
Seçime girecek her siyasi parti beş yüz elli kişiyi aday gösterme hazırlığında. Seçimlere girecek parti sayısına göre de aday toplam sayısı değişecek ve sonuçta toplam beş yüz elli kişi milletvekili olacak. Milletvekili olunacak da ne olacak? Hangi özelliklere sahip insanlar milletvekili olacak? Ya da milletvekillerinin özellikleri ne olmalıdır? Sorusunun cevabı gibi sorulara her partinin, her adayın, mevcut milletvekillerinin, entelektüellerin, akademisyenlerin, partilerde görevi olanların, en önemlisi de vatandaşın vereceği tarifi ve cevabı vardır.
Her şeyden önce milletvekilliği; MİLLETİN VEKİLİ olacağından;
Vatandaşın karşısına çıkıp, topluma rehberlik edecek,vatandaşın duygu ve düşüncelerine tercümanlık yapabilecek nitelikli insan profilinin sergileyerek gerektiğinde yüreğini; ortaya koyması lazım. Dostluklar için kullanılan ‘’pazara kadar değil mezara kadar’’ söyleminde olduğu gibi vefalı,kökünü unutmayan;seçimden önce çarşı-Pazar gezip seçim sonrası memleketini unutmayacak biri olmalı.Şeffaf ve eleştiriye açık olmalı, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen, proje üreten ve paylaşımcı biri olmalıdır.Kısaca özü sözü bir olmalı.
Bu bağlamda yukarıda tarifi ortaya çıkan sayın adaylarımızın ,bilgileriyle güçlü olması ,taban seçmenine dünyayı anladığını, her geçen gün yerel,ulusal,siyasi ve diplomatik konjektör bazında yeni fikirler üretmek, yeni projeler geliştirmek ve ülkeyi daha ileriye taşıyabilme, vatandaşına, seçmenine daha fazla hizmet verme ve faydalı olma yolunda bilgi birikimine sahip olması gerekir.
“Birikim” diyoruz çünkü bilgi sonsuzdur. Bu bilgi sonsuzluğu içinden ne kadar alabilmişse o aldıkları, o kişinin birikimidir. Bilgi birikimi az olanların adaylığı tek başına anlam ifade etmeyecektir. Her Türk vatandaşının bilgi toplama süreci farklı olduğu gibi anlatımı ve anlaması da farklıdır.
Siyasetin temel unsuru partilerin tabanı olan vatandaşa göre kendisine vekil olacak kişinin bilgisiyle, görgüsüyle,ahlakıyla,edindiği deneyim ile dinamizmi birleştirerek, vasattan öteye geçmeli, okulda okuduğu kitaplar, iş hayatında öğrenmek zorunda kaldığı konuların dışına çıkarak, dünyada özel emeklerle ve yıllarca çalışılarak üretilen sonsuz bilgi deryasına dalmış olmalıdır.
Okumayan, araştırmayan, düşünmeyen, gündemi takip etmeyen, felsefe, sosyal psikoloji, ekonomi, tarih gibi sosyal bilimlerden uzak olan kişi kendisine bu görevi layık görmemeli, bu yarışa katılmamalı ve milletvekili olabilmek için boş yere maddi- manevi çaba göstermemelidir ki, her halükarda partilerin kriterlerinin de bu yönde olması gerektiğine inanıyorum.
Bunların yansıra bir milletvekili bu ülkede yaşayan nüfusun tamamının ve gelecekteki nüfusların birebir hayatını etkileyecek konumda, yetki ve sorumluluğunun bilincinde olması gerekir. Yasama organı meclisin kabul ettiği yasalarla ve hükümetin çıkardığı yönetmelik vb. düzenlemelerle hayatımızı doğrudan etkilemektedir.
Vekil;
Suçu da onlar belirler, cezasını da, nasıl eğitim verileceğini de onlar belirler, nasıl inanılacağını da, nasıl memur olunacağını da onlar belirler, nasıl ölüneceğini de, nasıl evlenileceğini de onlar belirler, nasıl giyinileceğini de, ne kadar yemek yiyeceğini de onlar belirler, nerede ibadet edileceğini de…ve tüm bunların vebalinin kendilerinin olduğunu bilmelidir.
Vekil;
Yatağına yattığında, yapmadıkları veya değiştirmedikleri yasalar nedeniyle evinden, ailesinden uzakta çok zor şartlar altında yaşayanları düşünüp uyuyamayandır. Hastanedeki hastayı, hapishanedeki mahkumu, okuldan atılan öğrenciyi, evine ekmek götüremeyen işsizi, ailesinin baskısından bunalan genci, okuldaki öğretmeni, tarlada yatan çiftçiyi, emeği, göz nurunu, bürokratı düşünmeli, bu düşündüklerini anlamalı, yani empati yapabilmelidir. Vebalin farkında olması, empatiyle anlaması, üzerindeki ağır sorumluluğun vicdani sebebidir, hissedendir.
Yatağına yattığında, yapmadıkları veya değiştirmedikleri yasalar nedeniyle evinden, ailesinden uzakta çok zor şartlar altında yaşayanları düşünüp uyuyamayandır. Hastanedeki hastayı, hapishanedeki mahkumu, okuldan atılan öğrenciyi, evine ekmek götüremeyen işsizi, ailesinin baskısından bunalan genci, okuldaki öğretmeni, tarlada yatan çiftçiyi, emeği, göz nurunu, bürokratı düşünmeli, bu düşündüklerini anlamalı, yani empati yapabilmelidir. Vebalin farkında olması, empatiyle anlaması, üzerindeki ağır sorumluluğun vicdani sebebidir, hissedendir.
Vekil;
Görevini ben yaptım, oldu mantığıyla değil, tarihe not düşmek ya da kahraman olmak için değil, “insan” olmanın verdiği bilinçle görevini normal vatandaşlardan çok ötelere varan bir ufukla yapmalıdır.
Yaptığımız küçük ön araştırma ve analizler sonucunda bu anlatımlarla NASIL VEKİL OLMASI gerektiği konusunda ki tarifinin sonu yok. Ancak bizim milletimizin en önemli özelliği müspet ya da menfi mükemmeliyetçi olmasıdır.(HABERMERKEZİ46)