Davutoğlu, sivil toplum kuruluşlarıyla biraraya geldiği kahvaltıda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına Yüksekova'da şehit olan bir uzman çavuş ve iki er için Türk Silahlı Kuvvetlerine ve ailelerine başsağlığı dileyerek başlayan Başbakan Davutoğlu, “Bütün milletimizin başı sağ olsun. O şehadet şerbetini içen kahramanlarımızın emanetini ebediyete kadar koruyacağız" dedi.
Konuşmasının büyük bölümünü Kahramanmaraşlı şair yazar ve kahramanları övmeye ayıran Başbakan Davutoğlu; MARAŞ’I RUHUNA SIĞINMAYA GELDİK dedi.
Dış görevde olduğu bir dönemde çocuklarının Sahibini arayan madalya filmi ile Kahramanmaraş’ı tanıdıklarını ve aile olarak Kahramanmaraş’a ayrı bir sevgi duyduklarını belirtti.
Başbakan’ın konuşmasının sonunda Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kemal Karaküçük ve Ticaret Borsası Başkanı Ahmet Duran Balsuyu tarafından birer tuğra hediye edilirken, Kahramanmaraş spor başkanı Fatih Ceyhan tarafından da Başbakan’ın adı yazılı 46 numaralı forma hediye edildi.
BAŞABAKAN DAVUTOĞLU’NUN KONUŞMASINDAN SATIRBAŞLARI..
Başbakan Davutoğlu, Kahramanmaraş adının tarihiyle, istiklal aşkıyla kendi halkı tarafından tarihe yazıldığını kaydetti.
SURİYELİLERİ KUCAKLAYAN KAHRAMANMARAŞLILARA TEŞEKKÜR.
Suriye’de yaşananları en çok Kahramanraşlıların anlayacağını ifade eden Başbakan Davutoğlu, "Halep’te yaşananları en iyi Kahramanmaraşlılar anlar, bir şehirle bir milletin kaderinin nasıl bütünleştiğini en iyi Kahramanmaraşlılar anlar. Halep'in, Humus'un, Hama'nın nasıl direndiğini ve bir şehrin direnmesinin ne demek olduğunu Kahramanmaraşlılar anlar. Herkes bunu bilsin ki, şehir şehir, mahalle mahalle bu vatanı sonuna kadar korumaya ahdetmişiz, and etmişiz.
Kobani olayları bahane edilerek, şehirleri yakanların, gasp edenlerin, şehir ruhunu öldürmeye çalışanların nasıl büyük bir ihanet içinde olduğunu yine Kahramanmaraşlılar anlar.
Suriyeli kardeşlerimize kucak açtığı için bütün Kahramanmaraşlılara teşekkür ediyorum” diye konuştu.
GÖNÜL GÖZÜ KAPALI OLANLAR BİLMEZLER.
Başbakan Davutoğlu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Doğuda, Asya'da ve Avrupa'da Türkiye'de yaşananların kaygıyla izlendiği yorumunu da eleştirerek, gönül gözü kapalı olanların bazı güzellikleri ve gerçekleri görmelerinin mümkün olmadığını söyledi.
Başbakan’ın bu konudaki görüşleri şöyle:
“Tabii doğuya ve batıya, Asya ve Avrupa'ya hiç gitmediği için, oralarda Türkiye hakkında neler düşünüldüğünü bilmez.
Myanmar'a, Arakan'da giderek gözü yaşlı birini kucaklarsa, onların gözlerinin içine baksa, 'o gözlerde tek umut ışığımız Türkiye' diyen gözleri görecek. Ah bir gitse Somali'de bir yetimin başını okşasa, oralarda çadırlara girse ve Somalilerin gözlerine baksa görecek ki 'Somali sanki bir Kahramanmaraşlı gibi aşkla Türkiye'ye bağlıdır.
Hiç görmediği Türkiye'yi büyük bir muhabbetle kalbinde beslemektedir. Ama bilmez. Bu millete, Kahramanmaraş'ın istiklal bilincine uzak olanlar, bu vatanın her bir köşesindeki manevi derinliğe sahip olmayanlar, bu milletin dışarıdan nasıl algılandığını bilmez.
Gazze'ye bir gitse ve görse ki hemen hemen her bir dükkanın her bir evin camında bir Türk bayrağı asılı. Ben gittim, nasıl bir muhabbetle bağlandıklarını biliyorum. İşte Kahramanmaraşlılar bunu anlarlar. Bu yedi güzel adamı bağrından çıkaran Kahramanmaraşlılar, Filistinlinin ruhundaki Türkiye'ye çok iyi anlarlar. Görmeseler dahi anlarlar. Çünkü, onlar uzakları da görebilecek gönül gözlerine de sahiptirler. Ama bazılarının gönül gözleri kapalı olduğu gibi, bedeni gözleri bile görebildikleri ufkun ötesini göremez"
HAİNLER CEZALANDIRILACAK..
Hakkari'de 3 askerin şehit edilmesinin ardından olayın faillerinin cezalandırılması için ilgili birimlere talimat verdiğini vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Kobani olayları sonrası ortaya çıkan tabloya açık net tavrımızı koyduk. Önce kamu düzeni şart. Maske takan, molotof atanlarla ilgili olarak kesin tedbiri alacağız. Çözüm süreci milli birlik ve beraberlik adımıdır. Bu durum kamu düzensizliğine zemin teşkil etmiyor.
Çözüm sürecini kararlılıkla sürdüreceğiz derken sadece terör örgütüyle irtibatlı kuruluşları muhatap alacağımız anlamına gelmemeli. Yeni bir aidiyet bilinci oluşturacağız. Dün gerçekleşen şehadetlerden sonra kararlılığımızı vurguluyorum; kimse devletin meşru güvenlik güçleriyle teröristleri aynı zeminde göremez. 'Şurada teröristlere dönük operasyonda 3 terörist öldürüldü' diye misilleme mantığını kabul etmemiz mümkün değil. Eğer teröristler eylem içindeyse güvenlik görevlisinin görevi onları ne surette olursa olsun durdurmaktır. Saldırı planlaması içinde olan olursa, ülke huzurunu bozmak isterse hak ettiği cevabı alacaktır.
Genelkurmay Başkanı, İçişleri Bakanımız ve Hakkari Valisi ile defalarca görüştüm ve aynı talimatı verdim. Haince eylemi gerçekleştirenler takip edilecek ve bunun için her çalışma yapılacak ve hak ettiği cezayı bulacaklar. Kimse Türkiye'yi çevredeki ülkelerin kaos kıskacına, girdabına sokamaz, sokmaya da cesaret edemeyecek. İç barışı temin edeceğiz, kamu düzenini teminat altına alacağız, çözüm sürecini de kararlılıkla sürdüreceğiz."
BAŞÖRTÜLÜLERE KİMSE DIŞARI DİYEMEYECEK..
Konuşmasında başörtüsü sorununa da değinen Başbakan Davutoğlu, “Sütçü İmam'ı bilen Kahramanmaraş bir kez daha iftihar etti ki 30 Eylül'den sonra bir Maraşlının da içinde bulunduğu 4 hanım kardeşimiz, TBMM'ye başörtüleriyle vakar içinde girdiler ve Erdem Beyazıt'ın rüyası Sevda Hanım'la gerçekleşti.
Bir şehrin kurtuluşunun meşalesini yakan, bir şehrin kurtuluşunun meşalesi ile milletin kurtuluşunun önünü açan Kahramanmaraşlılar, geçen sene bunun Türk siyasetine yeniden damga vurduğunu gördüler. Haddini bilmeyen kimse de Sevda Hanım'a ve diğer kardeşlerine, başı açık başı örtülü bütün kardeşlerine 'dışarı, dışarı' diye tempo tutamadı. Çünkü, Ankara'da artık milli irade vardı. Diktacılar, darbeciler vesayetçiler yoktu ve olmayacak.
28 Şubat'ın diktacılarının ve darbecilerinin vesayet dönemlerinde, onların aleti olan siyasetçilerin tuttuğu 'dışarı, dışarı' temposu, artık anlamını yitirdi ve bir daha bu ülkenin evlatlarına hiç kimse dışarı diye bir tempo tutamayacak. Ne kamu dairelerinden, ne orta öğretimden, ne üniversiteden, ne diğer alanlardan ne de TBMM'den bir daha Sütçü İmam'ın torunlarına kimse kıyafeti dolayısıyla 'dışarı' diye tempo tutamayacak. Ondan rahatsız oldular" dedi.