Çocukluktan itibaren mutlaka duymuşsunuzdur ve kulağınızın bir yerinde hep yer etmiş ve vakti gelip de söylendiğinde hiç yabancılık duymadığınız bir cümle bu: “Allah’ın emri ve Peygamberin kavli ile kızınızı oğlumuza eş olsun diye istiyoruz.”
Evet, Müslümanın tüm hayatında “Allah’ın emri ve Peygamberin kavli” esas olacaktır. Bunda hiçbir tereddüt ve şüphe yoktur. Bunun yanında evliliğe ilk adım atıldığı anda, kutsal aile yuvasının temelleri atıldığında da “Allah’ın emri ve Peygamberin kavli”baştacıdır. Eyvallah.
Bir başka yazıda “Allah’ın emri ve Peygamberin kavli” olan hususları, yani, farzları, sünnetleri uzun uzun anlatır ve bu hususa dikkat çekeriz. Ancak bu yazıda, evlilik, aile ve yuva kurma açısından ve yalnızca bu nokta üzerinde “Allah’ın emri ve Peygamberin kavli” üzerinde durmak istiyorum.
Şunu çok merak ediyorum: “Ülkemizde ve tüm Müslüman Ülkelerde evlilikler böyle kutsal bir söz ile başlarken, acaba bu sözün manasının farkında mıyız? Yoksa adet yerini bulsun diye mi, bu sözü kız isteme sırasında aile büyükleri tarafıdan dile getiriyor?”
Benim tahminime ve görüşüme göre bu söz sanki bir adet ve gelenek olarak kullanılıyor. Bu sözün manasını çoğu kimse bilmiyor. Manasını bilse de, bunun önemini çoğu kimse idrak edemiyor. Çünkü bu söz üzerinde düşünmüyoruz.
Evet, “Allah’ın emri ve Peygamberin kavli” derken kırk kere düşünmeliyiz. Evet, bu söz yüreğimizde hoşluk ve tatlı bir ürperti bırakıyor. Bu sözü yüreğimiz ile birlikte aklımız ile de idrak etmeliyiz.
Evet, “Allah’ın emri ve Peygamberin kavli ile” başlayan bir söz bir Müslümanı mest ediyor. Bu sözden sonra, “kızınızı oğlumuza istiyoruz, eş olarak” denildiğinde artık akan sular duruyor. Bu söz karşısında “kısmetse olsun, hayırlısıyla olsun” sözlerinden başka ne denilebilir ki?
Tabi bu sözler bir adet olarak değil de, bir şuur ve idrak söylenmelidir. Bu şuur ve idrake varmak için de tefekkür gereklidir.
Gelin bu yazıda çocukluktan beri duyduğumuz bu sözü detaylı olarak tahlil ederek üzerinde tefekkür geliştirelim.
Allah (cc), aileyi toplumun temeli, çekirdeği ve huzur adası olarak görüyor. Yüce Rabbim (cc), eşleri birbirlerinin koruyucusu ve sükunet bulduğu bir olmazsa olmaz bir değer olarak görüyor. Yüce Mevlam (cc), zaten, karı kocayı da, adeta bir elmanın iki yarısı olarak halkeylemiş, birbirlerini tam olarak bütünlüyorlar. İşte bundan dolayıdır ki, evlenmek ve aile kurmak Allah’ın bir emridir. Rabbim (cc) bizim mutlu olmamız için gerekli olan her şeyi yaratmış ve bunları hem kevni, hemde iradi bir şekilde bize sunmuştur. Bize akıl da vermiş. Aklı olan değil, aklını kullanan kazanır. Dünyadaki kevni kurallara uyan ve iradesini bu yöne sevkeden aklını kullanan demektir. “Allah (cc) evliliği emretmiş ise bunda hayır ve huzur vardır” diyerek hareket eden kazanır. Zaten, evlilik ve ailekurmak hem ferden, hem de cemiyet olarak fıtrata uygundur ve hayırlı bir iştir.
Fıtrat nedir? Fıtrat, yaratılış kanunudur. Fıtrat, yaratılışın bir icabıdır. Aile kurmak üzere bir erkek ile bir kadının evlenmesi en büyük fıtrat gereğidir. Bu fıtrat yerine getirilmezse meseleler ferdi olarak başlar. Ferdi olarak başlayan bu meseleler çoğaldıkça tüm toplumun derdi olur.
Allah’ın emri fıtrata uygun olan herşeydir. Evet, evlilik ve aile fıtratın ta kendisidir. Bu hayatın ve Dünyanın fıtratında evlilik ve aile vardır. Öyleyse, “Allah’ın emri derken hem fıtrata uygun olan evliliği ve hem de bizim mutluluğumuzun gereği olarak kurala bağlanmış bir durumu kastediyoruz. Zaten Kuran-ı Kerim’de ilgili ayetlerde evliliğin usul ve esasları da belirtilmiştir. Bu usul ve esaslar Bakara Suresinde, Nisa Suresinde ve diğer başka Surelerde var. Ben bunlar üzerinde de durmayacağım.Yalnızca Rum Suresi 21. ayete dikkat çekeceğim: “Sükunet bulmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.”
Bu ayette çok açık ve çok mucizevi bir şekilde, “ailenin insanın sükunet, sevgi ve merhamet bulduğu bir yer olduğunu beyan ediliyor.” İşte Allah’ın emri budur. Allah (cc), “evlenin, huzur ve sükunet bulun, eşler olarak birbirinizi sevin ve birbirinize merhamet edin” diye emrediyor. Allah’ın emriyle evlenenler, evlilikleri boyunca bu emirleri unutmasınlar, inşaallah.
Peygamberin kavli derken de, kastedilen şudur: “Sevgili Peygamberimiz (asm) kendi hayatında evlenmiş ve yuva kurmuş, bu hususta en iyi örnek olmuştur. Sevgili Peygamberimiz (asm) evliliğinin, ailenin önemini her vakitte bizlere hadis-i şeriflerde ferman eylemiş ve bildirmiştir. “Evlenin, çoğalın; zira ben, kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar ederim” diye buyuran Sevgili Peygamberimize can-u gönülden kulak vermeliyiz. Yani, evlilikte çok çocuk sahibi olmayı hedeflemeliyiz, Allah’ın izniyle ve hayırlısı ile.
İşte evlenen her genç “Allah’ın emri ve Peygamberin kavli” olan evlilikte bu bilinç ve idrak ile hareket etmelidir, vesselam.
Not: Bu Pazar günü (28.08.2016 tarihinde) Oğlum Mehmet’in inşaallah, düğün merasimi olacaktır. Bu yazı bu vesileyle de yazılmıştır. Oğlum Mehmet ile Gelinimizin Düğün merasimi Kahramanmaraş Hünkar Düğün Salonunda saat 19.00’dan itibaren başlayacaktır. Tüm Dostlarımızı bu mutlu günümüzde görmek istiyoruz. Allah tüm gençlerimize hayırlısı ile mutlu evlilikler nasip eylesin.