Yaz
döneminde aşılama oranının yüzde 50-60’lara çıkması durumunda sürecin daha da
normalleşebileceğini söyleyen Prof. Dr. Selma Ateş, konuşmasının şu ifadelere
yer verdi:
“Vaka sayıları
zaman zaman dalgalar olmasına rağmen, konuyu mortalite oranlarına göre
değerlendirmek daha sağlıklı olacaktır. Bu bağlamda baktığımızda Türkiye’de
olgu mortalite yani ölüm oranlarının diğer ülkelere göre daha düşük olduğunu
görüyoruz. Bunun farklı nedenleri olabilir ama anti viral kullanımının ön
planda tutulması bunu etkilemiştir diye düşünüyorum. Çünkü Avrupa ülkelerinde
ve bazı diğer ülkelerde anti viral kullanımı olmadı. Her ne kadar bu ilaçlarla
ilgili spekülasyonlar olsa da mortalite oranlarının az olması, bununla ilişkili
olabileceğini ve baştan beri sağlık politikalarının iyi uygulanması özellikle
filyasyonun, izolasyonun çok uygun şekilde yapılmasının hasta hareketliliğinin
azaltılmasının etkili olduğunu düşünüyorum. Tabii vaka sayılarının artması
nedeniyle bir kapanma dönemine girdik. Ama genel olarak bakacak olursak kapanma
dönemini diğer ülkeler daha uzun olarak uyguladı. Bizdeki vaka sayılarının
belirli pik dönemlerinde uyguladık. Bunu da yapmamız gerekiyordu. Çünkü belli bir
yerde müdahale etmezseniz, vaka sayıları da kontrolden çıkar. Vaka sayılarında
en son 7 binlere kadar bir düşüş oldu. Hindistan’daki vaka sayılarının yüzde 50
oranında azalması, Türkiye’deki aşılama oranlarının yükselmesi, bunlar vaka
sayılarını daha da azaltacaktır.
“REHAVETE KAPILMAMAMIZ GEREKİYOR”
“Halkta artık bilinçlendi diye düşünüyorum. Maskeyle
yaşamaya alıştı. İzolasyon kurallarına, mesafeye daha dikkat eder oldu. Aslında
virüsle yaşamaya alışmaya başladık. Bu etkenlerde tabii vaka sayılarının
azalmasına yol açtı. Ama bizim şurada dikkat etmemiz lazım; vaka sayılarını 7
binlere kadar düşürdük. Ama rehavete kapılmamamız gerekiyor. En küçük ihmalimiz
vaka sayılarında tekrar artışa neden olabilir. Eğer buna dikkat edersek çok
ciddi bir yükselme olacağını düşünmüyorum. Aşı tedariki ile ilgili tüm dünyada
talebe sekonder birtakım sıkıntılar olmuştu. Bu sorun çözüldü. Şu andan
itibaren Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında aşı oranlarının şu anda yapılandan
daha da yükseleceğini düşünüyorum. Bu şekilde devam edersek, Ekim-Kasım gibi
aşıda yüzde 50-60’ları yakalayacağız. Bu da hastalığın atak hızını daha da
düşürecektir.”
“YAPMAMIZ GEREKEN YAZ DÖNEMİNDE AŞILAMAYI
HIZLANDIRMAK”
“Önümüzde bir İsrail modeli var. İsrail’in biliyorsunuz 9
milyon nüfusu var. Onlar şu anda aşıda yüzde 60’a kadar ulaştılar. Durum böyle
olunca tabii ki önlemleri esnetmeye başladılar. Yeni vakaların görülmediğini
görüyoruz. Bizim yapmamız gereken yaz döneminde aşılamayı hızlandırmak. Bu kış,
aşıya dirençli bir mutasyon olmazsa geçen kışa göre bu kış vaka sayılarının çok
az olmasını bekliyorum. Ama bu virüsün sürekli mutasyona uğrama gibi bir
özelliği var. Bazı ek önlemlerde getirilecektir. Tüm dünyada aşılama oranlarını
arttırmak ve vaka sayılarını azaltmak için aşısı olmayanlara ülke girişlerinde
karantina uygulaması, kalabalık alanlara girişlerde aşı pasaportu uygulamaları
getirilmeye başlandı. Avrupa bunu uygulamaya başladı. Mesela İzlanda örneği
var. İzlanda 4 tane aşı belirlemiş, bu aşılar yapılmadan ülkeye girilirse
karantina uygulaması yapıyor. Bu şekilde de aşıya teşvik politikaları
oluşturuyor. Dün Dünya Sağlık Örgütünün, Çin menşeli aşıya da acil kullanım
onayının verildiğini açıklaması aşılamayı hızlandıracak ve diğer ülkelere
seyahatlerde hangi aşıyı olalım karmaşasını da azaltacaktır.”