Yaklaşık iki yıldır tüm dünyada hızla
yayılan COVID-19 virüsü etkisini halen sürdürüyor. Virüsün yeni varyantlarının
bulaştığı, özellikle de aşı olmayan kişilerde hastalığın daha ağır seyrettiği
ve hayati risk oranının daha yüksek olduğu belirtiliyor. Pandeminin ilk ortaya
çıktığı günden bugüne kadar yapılan araştırmalara göre COVID-19 enfeksiyonu
geçiren kişiler yüksek oranda inme riski ile karşı karşıya kalıyor. Diyabet,
kolesterol yüksekliği, sigara kullanımı, kalp hastalığı ve ileri yaş COVID-19
hastalarında inme riski 7-10 kat artıyor. İnme riskini en aza indirmek için;
kilo kontrolü, fiziksel egzersiz ve beslenme düzenine dikkat edilmesi önem
taşırken, kronik hastalıkları olanların virüse yakalanması durumunda doktoruna
danışması ve tedavi planlamasının bu doğrultuda yürütülmesi gerekiyor. Memorial Hizmet Hastanesi Nöroloji ve İnme Akut Tedavi
Bölümü’nden Prof. Dr. Talip Asil, COVID-19 virüsünün neden olduğu inme
riskinden korunmak için şu bilgileri verdi.
İlk iki hafta inme geçirme riskini
artırıyor
Halk arasında felç olarak bilinen inme yani beyin krizi tüm dünyayı etkisi
altına alan COVID-19 virüsünden önce erişkin ölümlerinde birinci, vücutta hasar
bırakan hastalıklarda ise üçüncü sırada yer alıyordu. Sigara kullanımı,
obezite, kolesterol, yüksek tansiyon, diyabet, kalp hastalığı ve ileri yaş
inmenin en önemli sebepleri arasında yer alıyordu. Son iki yıldır tüm dünyayı
etkisi altına alan COVİD-19 virüsü ise inmenin en önemli sebepleri arasına
girmeye başladı. Virüsün ilk ortaya çıktığı tarihten günümüze kadar yapılan
çalışmalarda COVID-19 enfeksiyonuna yakalanan her 100 kişiden 3’ünün inme
geçirdi gözlemlenmiştir. İnmenin nedeni ise COVID-19 enfeksiyonuna yakalanan
hastalarda oluşan kan
pıhtılaşması nedeniyle gelişen tıkayıcı inmeler ve trombositopenidir. Tansiyon,
diyabet, kolesterol yüksekliği, kalp hastalığı olan, sigara kullanan ve ileri
yaştaki hastaların COVID-19 enfeksiyonuna yakalanması, inme geçirme riskini ilk
iki hafta içerisinde 7-10 kat artırmaktadır.
Bu belirtileri hafife
almayın
COVID-19 virüsüne yakalanan hastaların ilk
iki hafta inme geçirme riskleri belirgin şekilde artmaktadır. Evinde ya da
hastanede inme tedavisi gören hastalar bu belirtileri kendilerinde
gördüklerinde mutlaka doktora danışmalıdır.
- Yüzde, kolda ve bacakta görülen güçsüzlük ya da uyuşukluk
- Anlama güçlüğü
- Konuşma güçlüğü
- Baş dönmesi
- Denge kaybı yaşanarak açıklanamayan düşmeler
- Bir veya iki gözde bulanık ya da görmede azalmalar
- Şiddetli ve ani baş ağrıları
- Yutma güçlüğü gibi belirtiler inmeye işaret edebileceği için vakit kaybetmeden bir bu konuda donanımlı bir inme merkezine başvurulmalıdır. İnmede ilk 4,5 saat müdahale için en önemli zamanlar olup, kişi doğru tedavi ile eski sağlığına yeniden kavuşabilmektedir.
Hızlı tedavi hayati
riski en aza indiriyor
İnme rahatsızlığı kanayıcı ve tıkayıcı
olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. Bunlardan damar tıkanıklığı ile oluşan
inmeli hastalarda damarın açılmasına yönelik tedaviler yapılabilmektedir.
Tıkalı damardaki pıhtının uzaklaştırılmasına yönelik tedaviler pıhtı eritici
ilaçlarla ve anjiyografi yöntemi ile doğrudan beyin damarındaki pıhtının
alınması ile yapılabilmektedir. Ancak bu tedavilerin uygulanabilmesi inmenin
başlangıcındaki saatler içerisinde mümkündür. Kan akımının kesilmesine bağlı
olarak beyinde kalıcı hasar oluştuktan sonra pıhtı eritici tedaviler inme
tedavisinde başarılı sonuçlar alınmasını sağlamaktadır. Bu nedenle inme geçiren
hastaların hızlı bir şekilde bu tedavileri yapabilen merkezlere ulaştırılması hayati
önem taşımaktadır. Bu tedaviler belirgin olarak inme sonrası ölüm ve özürlülük
oranlarında azalma sağlamakta hatta bu tedavilerle hiç özürlülük olmadan
hastaların hayatına devam edebilmesini sağlamaktadır. Bu nedenle damardan
yapılan tedavilerde ilk 4,5 saat çok önemliyken anjiyo tedavisinde ise ilk 6
saat büyük önem taşımaktadır. Ayrıca inme hastalarının inme geçirdikten sonraki
erken tedavi süreçlerinin bu konuda özelleşmiş merkez ve ünitelerde yapılması
sürecin daha az hasarla atlatılmasına yardımcı olacaktır.
İnme riskini en aza
indirmek için yaşam tarzı değişikliği önemli
İnme gelişme riski her ne kadar ileri yaş
hastalığı olarak bilinse de, günümüze artık genç hastalarda da görülmektedir.
Kronik rahatsızlığı olan genç hastalarda ise bu risk daha fazla görülmektedir.
COVID-19 virüsü ise bu riski daha fazla artırmaktadır. İnme riskini en aza
indirmek için özellikle yüksek tansiyon,
diyabet, kolesterol, kalp hastalıkları ve obezitesi olan kişilerin virüse
yakalanmamak için tüm önlemleri alması, düzenli doktor kontrolüne gitmesi ve
ilaçlarını doğru kullanması gerekmektedir. Ayrıca kilo kontrolü, beslenme
düzenine dikkat edilmesi, durağan bir yaşamdan uzak durularak fiziksel aktiveye
özen gösterilmesi önemlidir.