Trafikte her geçen gün olumsuzluklar artıyor. Trafikte her geçen gün hoşgörünün yerini saygısızlık, sevginin yerini merhametsizlik, fedakârlığını yerini bencillik alıyor. Trafik artık korkulu bir alan oldu. Trafikte güzergahın ucunda maalesef, her zamankinden daha fazla, acı ve hüzün görünüyor. Acı ve hüzne doğru son sürat yol alıyoruz.
Böyle hızlı bir giriş yapmamın nedeni, çok acı ve çok elzem bir hususa ani bir şekilde dikkat çekmek istememdir.
Trafikte ani hareketler her zaman zararlıdır ve maazallah felaket doğurur. Biz trafikte seyir halindeyken ani hareket yapmayalım da yazımızı yazarken ani bir şekilde dikkat çekelim. Buna mahzur yok, onda mahzur ve acı çok.
Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için trafik bir kabustur. Sabah işe gidiş ve akşam işten dönüş saatleri başta olmak üzere, trafik her zaman büyük şehirlerde çiledir. Bu çile her geçen gün artıyor ve azalmıyor. Yeni yol yapılıyor, yeni üst geçit yapılıyor, yeni kavşak yapılıyor, ancak trafikte çile ne hikmetse hiç bitmiyor.
Trafikte araç sayısı ve yoğunluk artıyor. Bu artış içinde maalesef, kazalar artıyor, saygısızlık artıyor, hoşgörüsüzlük artıyor, tahammülsüzlük artıyor, kavgalar artıyor.
Yazımın başlığı “trafikte acı grafik” şeklindedir. (Parantez içindeki cümleyi de aşağıda açıklayacağım. Önce grafik üzerinde duralım) Trafikteki acı grafik dediğim “bu artışlardır.” Grafik, bir durumun, bir görünümün bir yüzey üzerinde temsilen gösterilmesidir. Grafikte dikey ve yatay iki çizgi var ise, dikey çizgi işte yukarıdaki trafik kazalarını, trafikteki kazaları, trafikteki olumsuzlukları gösterecekse ve yatay çizgide yıllar yer alacaksa, bu grafiğin yönü olumsuz artış şeklinde olacaktır.
Bu grafiği çizmek ve göstermek için uzman olmaya ve araştırma yapmaya da gerek yok. İyi bir medya takipçisi iseniz ve hele de büyük şehirlerde yaşayan iyi bir gözlemci iseniz, grafikteki bu durumu çok kolay fark edersiniz.
Evet, trafikte acı ve hüzünlü bir grafik var. Bu grafik ürkütüyor.
Geçen gün belediye otobüsünü bindim ve eve doğru geliyorum. Belediye otobüsü üç yol ağzı dediğimiz bir kavşakta yeşil ışığın yanmakta olduğunu görünce kavşağın ortasına doğru ilerledi. Tabi, bu sırada, kendisine kırmızı ışık yandığı halde, karşıdan da bir okul servisi şoförü de kavşağa doğru girmeye devam ediyordu. Belediye otobüs şoförü, kavşağa doğru ilerlemekte olan okul servisi şoförüne yalnızca eliyle trafik ışık levhasını gösterdi. Okul servisi şoförü birden arabayı durdurdu kavşağın ortasında ve kapısını açarak aşağıya inip belediye otobüsüne doğru yürümeye başladı. Bereket versin, belediye otobüs şoförü o densiz adama uymadı ve yoluna devam etti. Belediye otobüs şoförü de eğer dursaydı, bir kavga çıkmış olacaktı.
Yalnızca bu örnek mi? Hergün bu örnek olayları görüyoruz trafikte. Benzer bir durum ile geçen haftalar içine yine karşılaştım. Bizim bulunduğumuz minibüsteki şoför, kendisini tali yoldan geldiği halde sıkıştıran arabanın şoförünü uyarmak için, kontağı trafiğin ortasında kapattı ve aşağıya indi. Kendisini sıkıştıran adamın yanına gitti. Ne söyledi, ne yaptı bilmiyoruz: Bir iki dakika sonra geldi ve minibüsü çalıştırıp yoluna devam etti.
Trafikte özellikle devamlı seyir halinde olan, dolmuş, minibüs, taksi, otobüs, servis şoförleri olmak üzere, birçok sürücü maazallah patlayacak bomba gibiler. Anında tepki veriyorlar ve kontağı kapatıp aşağıya iniyorlar. Düelloya hazır kovboy gibiler. Trafikte miyiz, düelloda mıyız? Trafikte miyiz, boks maçında mıyız? Trafikte miyiz, karate maçında mıyız? Bu durum maalesef ürkütücüdür. Böyle gergin insanlardan oluşan trafikte kimse rahat ve huzurlu değildir. Allah hepimizi korusun.
Evet, yazımın başlığındaki parantez içindeki durumun açıklaması da özetle budur. Trafikte kabadayılık artıyor. Sürücülerin çoğu koltuklarının altında demir sopalar, bıçaklar, palalar bulunduruyor. Yani kavgaya hazırlar. Allah bu kabadayıların şerlerinden korusun. Amin.
Sözü uzatmaya gerek yok. Trafikte maalesef acı bir grafik karşımızda duruyor. Kazalar artıyor, kavgalar artıyor, kabadayılık artıyor, huzursuzluk artıyor, hoşgörüsüzlük artıyor, saygısızlık artıyor. Bu artışa dur diyecek bir babayiğit aranıyor.