Yazımızın en başında şu üç kavramı tanımlayalım, önce kurum kültürünü, ardından aidiyet duygusunu ve en sonunda da
meslek etiğini kısaca açıklayalım. Açıklamalardan sonra kurum kültürü
ve aidiyet duygusunun özelliklerini anlatalım.
Kurum kültürü en temel manasıyla kuruma özgü
olan duygu, düşünce ve davranışları kapsar. Bu kültür, o kurumdaki tüm
çalışanlar tarafından paylaşılır ve çalışanların duygu, düşünce ve
davranışlarına yön verir. Eğer çalışanların kurumsal duygu, düşünce
davranışları bu kültür ile örtüşüyorsa ve kabul görüyorsa o kurumda yerleşik
bir kurum kültürü olduğundan
bahsedilebilir.
Aidiyet duygusu, her hangi bir yerde, her hangi bir kültürde
yer almak ve kabul görmek için yakınlık, o kültüre yatkınlık ve o kültürün
içerisinde yaşayan insanlarla birlikte aynı heyecanı taşımaktır. Sosyal
psikolojide aidiyet bir ihtiyaçtır.
Aidiyet duygusu bir
toplumdaki fertlerde ne kadar çok fazla yer tutarsa, bir toplumun nüfusunun ne
kadar fazla çoğunluğu kendisini o topluma ait hissediyorsa, o toplum o kadar
huzurludur ve olumlu gelişme ve ilerlemeye o kadar fazla açıktır. Aidiyet duygusu iş yerinde de performansı
olumlu olarak etkiler. Biz bu yazıda toplumdaki aidiyet duygusunun değil
kurumlardaki aidiyet duygusunun üzerinde duracağız.
Meslek etiği, belirli
bir meslek grubunun mensuplarına belli kuralları yerine getirmeleri ve belli
davranışları göstermeleri, olumlu tüm davranışları yerine getirmeleri ve olumsuz
tüm davranışlardan da kaçınmaları için geliştirilmiş değerler bütünüdür. Meslek
etiği, kamu yararı ve toplum huzuru için, her mesleğe ait mesleki değerler
çerçevesinde, iyi, güzel ve doğru davranmayı yaygınlaştırmayı ve kişisel
zararlı eğilimleri de sınırlamayı hedefler. Meslek etiği, her mesleğe
özgü standart ve kurallara uymayan ve yetersizlik ve ilkesizlik içinde olan
üyeleri meslekten dışlayan yaptırımlar içerir. Ayrıca, mesleki rekabeti düzenler ve hizmet ideallerini korumayı
hedefler.
Kurum kültürünün
özellikleri bağlamında şu hususların altını çizebiliriz. Kurum kültüründe davranışlar birbirine
benzer. Kurum kültüründe soyut duygu ve düşünceler, somut davranışlara
dönüşür. Kurum çalışanları kültüre saygı duyar, ona uygun davranır.
Kurum kültürü sonradan
kazanılır. Yöneticilerin ve tüm görevlilerinin aktarımı ile nesilden nesile
devam eder. Kurum kültürünün devamı ve sağlıklı işlemesi için işe alımda buna
dikkat etmek gerekir. Kurum kültürünün oluşması ve devam etmesi için en başta
yöneticiler hassas davranmalıdır. Kurum kültürü farklı kültürlerden gelen
kişileri aynı düzlemde buluşturur. Kurum kültürü çalışanlar için anlam
oluşturur ve iş tatmini sağlar. Kurum kültürü soyut (görünmez) bir denetim
mekanizması sağlar.
Kurum kültürünün
faydaları kapsamında şunları belirtebiliriz. Kurum kültürü işyerlerinde zorluklara karşı direnç sağlar. Bunun
yanında kurum kültürüne sahip kurumlarda değişime karşı da direnç fazladır.
Kurum kültürü işyerlerinde süreklilik
sağlar. Süreklilik içerisinde geleceğe güvenle bakılır. Kurum kültürü gelişim ve ilerleme açısından olumlu katkı
sağlar. Kurumlarda kendi kültüründen beslenen gelişim değerleri ile
ilerleme sağlanır. Tabi burada şu nokta önemlidir. Geleneksel
değerlerle barışık bir halde, gelişmek mümkündür. Kurum kültürü dayanışma ve yardımlaşma açısından da olumlu sonuçlar
meydana getirir. Kurum
kültürü gelişmiş iş yerlerinde çalışanlar arasında yardımlaşma ve
dayanışma üst düzeydedir.
Kurumlarda aidiyet
duygusunun sonuçları kapsamında, başarı, performans, süreklilik, huzur, sorunları
daha kolay çözmek ve sahiplenme gibi noktalara dikkat çekebiliriz.
Bu noktaya kadar daha
çok tanımlama ve tespitler üzerinde durduk. Bu noktadan sonra mesleği etiği
çerçevesinde kurum kültürü ve aidiyet duygusunun geliştirilmesi babında bazı
fikir ve önerilerimi sunacağım.
Kurumların yöneticileri
ve ileri gelenleri, önderleri ve kıdemlileri, uygulamalarında kurum kültürünü
ve aidiyet duygusunu öne çıkarmalıdırlar.
Yöneticiler;
• Ahlaka
en yüksek değer vererek ahlaktan asla ödün vermemelidir. Ahlak, hukuktan önce
gelir. Bunu zihinlerden asla çıkarmamalıdırlar.
• Hukuk
içerisinde kalmalıdırlar. Hukuku tarafsız bir şekilde uygularlarsa ahlaklı
davranmış olurlar.
• Adaletten
asla şaşmalıdırlar. Adalet, hem aklın ve hem de vicdanın emridir. Adaletten
ayrılanlar akılsız ve vicdansızdırlar.
• Emanet
bilincine sahip olmalıdırlar. Kurumlar ve çalışanları birer emanettir. Emanete
hıyanet eden asla iflah olmaz.
• Kurum
yararı her zaman kişisel yararlardan öde tutulmalıdır. Kurum yararı ve kişisel
çıkarlar karşı karşıya geldiğinde, kendilerini o noktada o işin dışında
tutarak, başka tarafsız birine işi devretmelidirler.
• Şeffaflık
ve hesap verebilirlik çerçevesinde hareket edilmelidir. Gizli-kapaklı iş yapanlar
ahlaksız ve saygısız kişilerdir.
Meslek etiğine bağlı ve
ahlaki değerlere saygılı kurumlarda hem kurum kültürü gelişir ve hem de aidiyet
duygusu sağlamlaşır.
Kurum yöneticileri ve
kurumun kıdemlileri ile ileri gelenleri, o kurumda haksızlık ve saygısızlık
yapmaya başladıklarında, oluşmuş kurum kültürünü zedelerler ve aidiyet
duygusunu zayıflatırlar.
Kurum kültürünün ve
aidiyet duygusunun kurumların başarı ve performansının yükseltilmesinde önemli
yere sahip olduğunun farkında olmayan her yönetici kısır düşüncelidir ve günü
kurtarmaya çalışan hödük bir zavallıdır.
Hödük demek, anlayışı
kıt ve görgüsüz kişi demektir.
Kurum kültürüne ve
aidiyet duygusuna çok önem verdiğim için, bu kültüre ve bu duyguya zarar veren
her yöneticiye ikaz etmek için böyle ağır bir deyimi yani hödük deyimini
kullandım.
Umarım bu uyarımdan tüm
yöneticiler ders çıkarmıştır. Ahlak ve etik değerler kurum kültürüne aidiyet
duygusuna saygılı olmayı gerektirir.
Kurum kültürü ve
aidiyet duygusu ile meslek etiği ve hatta tüm ahlaki değerler iç içe ve adeta
bir duvarın tuğlaları gibi yapışmış durumdadır.
Kurum kültürü ve
aidiyet duygusunda yalnızca yöneticiler mi önem taşır. Tabi ki bu sorunun
cevabı hayır’dır.
Kurum kültürü ve
aidiyet duygusunda çalışanlar da yöneticiler kadar önem taşır.
Her bir kurum çalışanı
işini ahlaki ve mesleki etik değerler çerçevesinde yerine getirdikçe ve o
kurumda birlik ve beraberlik ve dayanışma ve yardımlaşma ilkelerine uyuldukça
kurumun başarısı ve performansı artar ve bu da kurumun gelişimini ve ilerlemesini
sağlar. Kurum geliştikçe ve performansı artıkça çalışanlarına değer verir.Çalışanlar da kurumlarına değer verir. Böylece kurum kültürü ve aidiyet duygusu
da gelişir. Sanki bir makine çarkındaki dişlilerin birbirlerini desteklemesi gibi,
yöneticiler ve çalışanlar kurum kültürü ve aidiyet duygusuna önem verdikçe
kurum gelişir, kurum geliştikçe de yöneticiler ve çalışanlar birbirlerini korur
ve gözetir.
Evet, bu yazıda meslek
etiği ve ahlaki değerler çerçevesinde kurum kültürü ve aidiyet duygusuna dikkat
çektim. İnşallah, başta yöneticiler olmak üzere herkes bu hususa önem verir.
Yazımın sonunda hassaten yine belirtiyorum. İşin başında ahlaki değerlere ve
adalete bağlı olmak gelmektedir. Ondan sonrası kolay.