Yöneticiler, ya riskleri odaklanacaklar ve krizlere karşı hazırlıklı olacaklardır. Ya da riskleri umursamayacaklar ve krizlerle boğuşacaklardır. Birinci seçenek, aklın ve mantığın yoludur. Bu yol plan ve programı gerektirir. İkinci seçenek ise düşüncesizliğin ve tembelliğin yoludur. Bu yol hiçbir şey gerektirmez.
Riske dayalı yönetimlerde iç kontrol kurulmuştur. Bu kontrolde, öncelikli olarak sisteme bir bütün olarak bakılır. Bu bakışla risklerin neler olacağı ve bu risklere karşı ne gibi kontroller geliştirileceği düşünülür. Bu düşünceyle bir kontrol ortamı oluşturulur. Daha sonra kontrol faaliyetleri tek tek tasarlanır. Tasarlanan bu kontroller en ince noktasına kadar uygulanır. Uygulamada bilgi ve iletişime çok büyük önem verilir. Bunun yanında izleme faaliyetleri de gerçekleştirilir.
Ancak gel gör ki, risk yönetimini özel sektörde kurmak kolay olsa da, kamuda bunu gerçekleştirmek zordur.
Özel sektörde işin sahibi olan patron, kâr maksimizasyonu hedefine giderken, bu hedeften sapmaları ve kârın düşüşünü ve her türlü zararı takip eder ve nedenlerini sorgular. Patronun bu güçlü gözü yöneticilerde risklere odaklanmayı sağlar. Eğer, bir yönetici risklere odaklanamıyorsa, mazeret üretiyorsa anında değişikliğe uğrar. Bu ana kuraldır. Bu ana kuralın istisnası yok mudur? Vardır, bazen hedefe varmayan ve risklere odaklanmayan yönetici işine devam edebilir. Bu istisnadır.
Dikkat edilirse, özel sektörde kural olan kamuda istisna, özel sektörde istisna olan kamuda kural konumundadır.
Özel sektörde risklere karşı bir bilinç gelişmiş iken, kamuda krizlere karşı bir duyarlılık var. Özel sektördeki yönetici ağırlıklı olarak riskleri yönetirken kamudaki yönetici ağırlıklı olarak krizleri yönetmektedir. Her iki sektörde böyle farklı bir anlayış ve uygulama gelişmiştir.
Risk ve kriz yönetimi konusunda ciltler dolusu söz söylenebilir. Ancak, sözü uzatmamak adına, kamu yönetiminde ve özel sektörde kriz ve risk yönetimini ele aldığım yazımı şu iki cümle ile bitirmek isterim: “Riskleri yönetemeyenler krizleri yönetmek zorunda kalır. Risklere odaklanmayanlar, krizlerle boğuşmak zorunda kalır. Vesselam.”