Bazı siyasetçilere selam ve esenlik diliyorum.
Hangi
siyasetçidir onlar?
Ya da
özellikleri nelerdir?
Niye tüm siyasetçilere dilemiyorum sağlık ve esenlik de, bazılarına
diliyorum?
Maalesef,
siyasetçilerin birçoğu samimi ve iyi niyetli değil. Ve de hasbi değil. Aynı
zamanda harbi değil.
Birçoğu
ikiyüzlü ve riyakâr?
“Birçoğu kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” anlayışına sahip.
İşleri
güçleri nicelik.
Siyasetçi
için nitelik neredeyse bir anlam ifade etmiyor.
Oylar,
seçmenler, kalabalıklar ve kitleler.
İşte onlar
için mühim olan bunlar.
“Ben bazen düşünüyorum ve onlara soruyorum.”
Kimlere mi
soruyorum?
Siyasetçilere
soruyorum.
“Siyasetçi olduktan sonra, milletvekili, belediye başkanı ya da benzeri bir
makama geldikten sonra, Allah rızası için hiç iş yaptınız m?”
Çok ağır bir
soru değil mi?
Ağır olsa da
sordum, hafif olsa da sordum.
“Maksadım
üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil.”
Zaten
maksadım belirli bir şahıs ya da şahıslar da değil.
Maksadım
siyasette olanları ikaz etmek ve bu ciddi konu üzerinde düşündürmektir.
Siyasetçide
genel olarak gözlemlenen şunlardır.
Daha doğrusu hepsi olmasa da birçoğunda gözlemlenen şunlardır.
1-Bir
sonraki seçimi düşünürler, tüm hesaplar bir sonraki seçim içindir.
2-Kendilerinin
yerine bir alternatif kişiye tahammülleri yoktur.
3-Mazruftan
çok zarfa önem verirler. Yani içerikten, muhtevadan çok görünüş ve şekil önem
taşır. Nicelik (sayı, oy, kabalık) onlar için daha mühimdir. Nitelikli kişilere
tahammül edemezler.
Bu üç husus
birçok siyasetçi için yüzde yüz geçerlidir.
Halbuki düşünüp de idrak etseler bu üç husus şu üç noktadan hemen
çürütülür.
1-Bir
sonraki seçime çıkmaya garantiniz var mı? Yani ömrü veren Allah size hangi ömrü
takdir etti? Bunu bilmiyorsunuz. Bir sonraki seçime yetişmeye garantiniz yok.
2-Kendininizin
yerine bir başka aday olabilir. Bunu siz istemezseniz ve bundan korksanız da,
bu mümkündür. Meşhur bir atasözü var: “Korkunun ecele faydası yok.”Öyleyse korkmadan ve yerime bir başkası gelir diye birinin (sizin seçim
bölgenizden bir yetenekli kişinin) elinden tutmamazlık etmeyin. Herkese
yardımcı olun ve mevki, makamı hak ediyorsa yardımcı olun. Dar ve kısır
düşünceyi bırakın.
3-İnsanları
yalnız birer oy, birer sayı olarak görmeyin, “insanı insan olarak”görün. Nicelikten çok nitelik, zarftan çok mazruf, şekilden çok öz, esas
mühimdir. Bunları ölçü alın.
Çalışın,
samimi olun, “gelecek seçimleri değil gelecek nesilleri düşünün” ve kısır,
dar, sathi, yüzeysel düşünceleri bir kenara atın. Böyle yaparsanız asla
kaybetmesiniz.
Benim şahsi görüşüme göre, bir siyasetçi şu beş hususu şu beş temel
üzerinde bina etmelidir.
1-Ekonomiyi
fakirlerin zenginleşmesi,
2-Egitim ve
kültürü gençlerin geleceğe güvenle bakması,
3-Sosyal
ilişkileri samimiyet ve dostluğun yaygınlaşması,
4-Dış
politikayı ülke güvenliğinin sağlanması,
5- Ve tüm bu
siyaseti Allah'ın rızasının kazanılması,
temelinde
icra etmelidir.
Ufku bu minvalde
olan her siyasetçiye selam olsun.
İşte ben bu
minval üzere hareket eden, bu temelde iş gören ve Allah’ın rızası için çalışan
siyasetçilere sağlık, esenlik ve selamet diliyorum.
Bu satırları yazıp da bitirdiğim bir anda Ankara’da Cuma Ezanı okundu. Daha
doğrusu Öğle Ezanı okundu. Vakit Cuma.
Bunu e-mail
olarak yazı yazdığım adreslere gönderdikten sonra Cuma Namazına yetişeceğim,
inşallah.
Ben yukarıda
belirttiğim beş hususu üzerinde bulunduran siyasetçiler için Cuma Namazında da
Yüce Rabbim’den duacı olacağım.
Onlar için sağlık ve selamet, afiyet ve esenlik dileceğim. Eğer bu Kuluna
da siyaset nasip ederse Yüce Rabbim, beş hususu temel almayı şahsıma da nasip
eylesin.Amin
Vesselam.