Bugün Dairede, Başbakanlık’tan gönderilen F Klavye Genelgesini tebellüğ ederek bilgilendik. Bu Genelge, 09.12.2013 tarih ve 2013/13 sayı ile yayınlanmış olup Sayın Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN imzalı olarak tüm kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilmiştir.
Sözkonusu genelgede; “Günümüzde birçok ülke tarafından kendi dillerinin özelliklerine uygun çeşitli harf ve sembol yerleşim düzenine sahip klavyeler geliştirilmiş, ülkemizde de Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde başlatılan çalışmalar sonucunda, Türk dili ve alfabesinin özelliklerine uygun ve hızlı yazmaya elverişli bir tasarıma sahip bulunan F klavye düzeni oluşturulmuştur” denilerek, F Klavyeye kademeli olarak 2017 yılı sonuna kadar geçileceği belirtilmektedir.
Bu genelgenin yayınlanmasından itibaren, tüm kamu kurum ve kuruluşlarınca, alım süreci başlatılmış olanlar dışında temin edilecek tüm bilgisayarların F klavyeli olması sağlanacaktır.
Türkçemizin yapı ve özeliğine uygun olan F Klavyeye geçilmesi güzel bir adım. Gerekli bir adımdır. Bu adımı ve Türkçe konusundaki hassasiyetinin aynısını tabela ve işyerlerini isim verilmesi konusunda da görmek istiyoruz. Bu noktada, Başbakanlığımızdan bu hususta da bir genelge bekliyoruz. Tabelalarda ve işyerlerine isim verilmesinde, esasında genelge değil, bir yasal düzenleme bekliyoruz. Yasal düzenleme TBMM’de çıkarılıncaya kadar, geçici ve ani bir çözüm olarak, “Türkçe Tabela” genelgesi bekliyoruz.
Bugün F Klavye genelgesi konusundaki genelgeyi tebellüğ ettim, bunu tebellüğ etmeden önce Daireye gelirken bir acı tabloyu işyerime uzanan güzergah boyunca hüzünle gözlemledim. O gözlemlediğim görüntüyü, (Ankara’da özellikle Eskişehir Yolu’nun sağlı-sollu kenarında yeralan işyeri, bina, alışveriş merkezi ve benzeri yerlere verilen isimlerin nerdeyse tamamının yabancı kelimelerden oluştuğunda dair gözlemimi) sizinle de paylaşmak isterim.
İşyerine doğru halk otobüsünde seyahat ediyorum, Konya Yolu ile Eskişehir Yolu’nun kesiştiği yerden itibaren, binalara, işyerlerine nerdeyse yüzde yüz oranından yabancı isim verilmiş.
Konya Yolu ile Eskişehir Yolu’nun kesiştiği yerden itibaren, yeni binalar gökdelenler bir furya halinde son zamanlarda yükselmeye başladı. Yeni binalar pıtrak gibi inşa ediliyor bu bölgede. Çoğu da çok katlı ve gökdelen cinsi binalar.
Çok detaylı ve tek tek hangi işyerine, hangi binaya hani isim verilmiş elbette hepsini sıralamam ve aklımda tutmam zor. Aklıma gelenlerin isimlerini sizinle paylaşmak isterim.
Konya Yolu’nun Eskişehir Yolu ile kesiştiği yerde, ilk karşınıza çıkan bina Armada, bu binanın karşısında Next Level, onun çaprazında Möwenpick Hotel, onun az ilerisinde Congresium Ankara, bu binanın çaprazında Marriott Hotel, bu oteli geçtikten sonra, sol tarafta iki ikiz kule yükseliyor, bunun isimleri, Via Twins (bu ikiz kulelerden bir tanesinde de bir Devlet kurumu bulunuyor), bu binanın ön taraflarında Medicana isimli bir hastane binası, bu binanın karşı taraflarında bir yeni bina inşa ediliyor ki, otobüsten ismini okumak mümkün olmadı, ancak muhtemelen bu binaya da yabancı bir isim bulunmuştur. Otobüsümüz yoluna devam ediyor, yine yüksek bir bina ve ismi yine yabancı, Tepe Prime. Diyeceksiniz ki, bu ismin yüzde ellisi Türkçe, çünkü, Tepe Prime’da “tepe” Türkçe. O da marka ismi olduğu için yazılmıştır, muhtemelen.
Evet, bina ve işyerlerinde yabancı isimler bunlarla sınırlı değil, Çukurambar taraflarında inşa edilen yüksek ve yeni binalara da hep yabancı isimler veriliyor. Mesela, Paragon Tower gibi.
Yabancı kelime hayranlığ elbette, sırf Eskişehir Yolu civarı, Çukurambar civarıyla sınırlı değil. Ülkemizde, özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük kentlerde, konut sektöründe yabancı kelime hayranlığı had safhadadır. Yeni yapılan yüksek binalara nerdeyse yüzde yüz oranında y kelime bulunup da veriliyor. İnsanımız “residence” kelimesini de sanki Babasını malı ve Annesinin öz dili gibi kullanıyor. Bu kapsamda bakın şu isimlere ve dilimizin nasıl hor görüldüğüne. (Neyse, fazla isim yazıp da adamların konutlarının reklamını yapmayayım. Bu nedenle isim yazmaktan vazgeçtim)
Türkçemizin bu denli hor görülmesi ve sırf rekabet ve ticaret uğruna, kâr için, para kazan anlığımızın aynı F Klavyesi için genelge çıkartması ya da başka bir hukuki düzenleme içine girilerek konuya dikkat çekmesini beklemek hakkımızdır.
Yazımızın sonunda; “Türkçe, Millet olarak varlığımızın en bariz göstergesi ve Atalarımızın, Analarımızın en güzide emanetidir, sahip çıkmalı ve korumalıyız, vesselam.”