Geçen gün bir vesile ile şu hususu yüksek sesle dillendirdim ve dedim: "Nerde genelleme yapan birisi varsa, orada haksızlık yapan birisi vardır. Çünkü bütün genellemeler haksızlıktır.”
Bu sözümü anlayan anladı ve izahını istemedi. Ancak bazı Arkadaşlarım ve Kardeşlerim izah istediler. Onlara kastımın ne olduğunu uzun uzun ve örneklerle anlattım.
Evet, çok net olarak söylüyorum ve "nerde genelleme yapan birisi varsa, orada haksızlık yapan birisi vardır. Çünkü bütün genellemeler haksızlıktır” diyorum. Bu sözümü anlamakta zorlanan okuyucularıma da kastımın ne olduğunu beş noktadan izah etmek isterim:
1- Genellemeler araştırma ve bilimsel analize dayanmayan keyfi ve gelişi-güzel söylenmiş sözlerdir. Hakikat değildir. Hakikat ile genelleme arasındaki farkı anlatmak için örnekler verelim. Mesela, “su 100 derecede kaynar” sözü bir hakikattir. Yapılmış deneyler ve gözlemler göstermiştir ki, suyun kaynama sıcaklığı 100’dür. Bu belirlenmiş hakikate kimin itirazı olabilir ki? Konumuza sudan bir örnek ile başladık. Suyla devam edelim. Birisi dağların yüksekliğini ve serinliğini dikkate alarak ve hiçbir bilimsel tespiti olmadan, "dağ suları kalitelidir” sözünü söylerse, bu bir genelleme olur ve yanlıştır. Dağ suları soğuk olsa da, kireçli ve PH derecesi çok yüksek ya da çok düşük olsa ne olacak? Bu durumda kalitesi de düşecek. Çünkü PH derecesi 7’nin çok altında ya da çok üstünde olan sular kalite yönünden düşüktürler.
2- Genellemeler, çoğunluk ölçü alınarak söylenmiş sözlerdir. Bu çoğunluk da kitlenin tamamını kapsamadığı için, elbette bir ölçü verse de tam bir fikir vermez. Bir ölçünün tüm kütleyi temsil etmesi anlamında, ancak belli yüzdelerle fikir verir. Yüzde yüz fikir vermeyen bir hususa dayanılarak, “yüzde yüz” hakikatmiş gibi sözler söylemek elbette doğru olmaz. Mesuliyet gerektirir. Mesela, "Azeriler şiiri severler ve şair ruhludurlar” sözünü ele alalım. Bu söz elbette yüzde yüz tüm Azerileri kapsıyor. Ancak bu söz, şiiri sevmeyen ve şair ruhlu olmayan bir Azeri ile karşılaşıldığında anlamını yitirir. Bu genelleme yerine "Azeriler çoğunlukla şiiri severler ve şair ruhlu olurlar" sözü doğru bir sözdür. "Azeriler şiiri severler ve şair ruhlu olurlar” sözü yanlıştır. Ancak, bu fikrime şöyle itiraz gelebilir. Bu genellemeyi yapanların kastı da, zaten çoğunluğu kastetmişlerdir. Bu söz elbette tüm Azeriler için geçerli değildir diyebilirler. Zaten, biz de aynı şeyi söylüyoruz. Çoğunluk kastedilerek, söz söylenirse mesuliyet gereklidir. Bu örnekte, olumlu bir söz var. Ya olumsuz olsaydı! Tüm bir Milleti kastederek, “şu ırk şiiri sevmez, kaba ruhlu insanlardır” denilse ne olurdu? Elbette, toptan bir Millet suçlanmış olacaktı. Bu da mesuliyet gerektirir.
3- Genellemeler abartılı sözlerdir. Mesela, "et yiyen hayvanlar, ot yiyen hayvanlardan üstündür" sözünde abartı vardır. Bir zürafa ot yediği halde, et yiyen kediyi ezer geçer. Bu durumda "et yiyen hayvanlar, ot yiyen hayvanlardan üstündür" sözünde abartı vardır. Bu söz yanlışlık içeren bir sözdür.
4- Genellemeler sinsi bir propaganda aracı olabilir. Genellemeler bir topluluk, bir ırk toptan karalanmak ya da toptan yüceltilmek için söylenebilir. Mesela, “Araplar temizlik kurallarına uymaz” genellemesi sinsi bir propaganda için yapılmıştır. Arapları gözden düşürmek için kullanılmaktadır. Halbuki, Araplarda böyle bir özellik dahi yoktur. Birçoğu da temizlik kurallarına uydukları halde bu tür genellemelerle bir Millet karalanmaktadır. Bir Millet övülmek için de genellemeler kullanılabilir. Buna örnek olarak da şu genelleme gösterilebilir. “Almanlar çalışkandır” diye bir genelleme vardır. Şimdi tüm Almanlar çalışkan mıdır? Almanlar arasında elbette tembeller de vardır. Bu durumda bu övgü de gerçek dışı ve yanlış bir genelleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda, genellemeler haksız bir yergi ya da haksız bir övgüden ibaret olup sinsi bir propagandaya alet olabilir.
5- Genellemeler ince düşünmeyi ve hassas konuşmayı engeller. Genellemeler kolaycılıktır. Fikri derinliği ve düşünce genişliği olmadan, kolay ve kestirme yoldan, “şu böyledir, bu öyledir” gibisinden söylenen sözler kaba düşüncenin ve hassasiyetten uzak bir zihnin ürünüdür. Mesela, “boyu uzun, aklı kısa” sözü, tüm uzun insanların sanki zeki olmayacağını ima eden, ince düşünce ürünü olmayan, kaba bir sözdür. İnsanları incitebilir. Bu yönüyle de genellemeler yanlıştır. yanlış olmanın ötesinde bir haksızlıktır.
Yukarıda izahını yaptığımız beş nokta itibariyle genellemelerin haksızlığı ve yanlışlığı anlaşılmıştır, sanırım. Genellemeler, nerden baksan tutarsız ve nerden baksan çelişkilerle doludur.
Sözü uzatmaya gerek yok. Bu yazıda genellemeler noktasında özetle şu hususa dikkat çekmek istedim: “Genellemeler yapmayın ve genellemeler yaparak sizi etkilemeye çalışanlara müsaade etmeyin ve her şeyin kendi içinde araştırmasını yaparak, her şeyin doğrusunu bulmaya çalışın. Aksi halde bir Millete, bir topluma ya da bir camiaya haksızlık etmiş olursunuz ve mesul olursunuz.”