Dr.Gökhan Gökşen geçtiğimiz hafta Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık’ın Ağrı’da 2 şehit pilotumuzun naaşının bulunduğu Şehitlik Anıtını yıkmak isteğine yanıt verdi. Dr. Gökşen, açıklamasında; “Asıl yıkılması gereken şehitlik anıtı değil, en küçük şeyleri bahane gösterip halkı ayrıştırmaya çalışan düşünce yapısıdır.”dedi.
Sırrı Sakık geçen hafta açıklamasında yıkım için, anıtın yapımında 1926-30 yılında Ağrı isyanında düşürülen bir uçağa ait pervanenin kullanılmasını gerekçe olarak dile getirmişti. Ağrı Valiliği ise yaptığı açıklamada bu uçağın 1939 yılında İran Şahının nikâh merasiminin oradaki gösterilerine katılan 2 uçağın dönüşü esnasında düşen bir uçak olduğunu açıkladı. Şehit olan pilotların bahsedildiği gibi 1926 yılında 15 yaşlarında olduğunu ve pilotluk yapamayacaklarını olayın tarihsel olarak yanlış anlatıldığını açıklamıştı.
Bu açıklamalar sonrasında Kahramanmaraş Stratejik Düşünce Topluluğu Başkanı Dr. Gökhan Gökşen açıklamada bulundu.
“Olayın tarihsel sürecini bir kenara bırakarak anıtın yıkılmasını isteyen açıklamayla ilgili şunları söylemek isterim:
BİR ŞEHİTLİĞİN YIKIMI İSTENİYORSA PERVANE BAHANE EDİLEMEZ.
Aynı değerleri paylaşan, birbirimizin hassasiyetlerini bilen insanlarız. Ağrı’da Şehitler anıtı adıyla bilinen bir yapıyı yıkma nedeni bu ülkenin ekseriyetine sadece bir tayyarenin pervanesiyle izah edilemez. Büyük bir kesim bu açıklamayı şehitlik değerimize bir saldırı olarak algıladı. Şehit adının ne kadar kutsal bir değer taşıdığını bu topraklarda yaşayan herkes bilir. Bu hassasiyetler bilinmesine rağmen, bizim ortak bir değerimizin adını taşıyan şehitler anıtını yıkma fikri neden şimdi gündeme geldi? Bu anıtın yıkılması kime ne kazandıracak, toplumda birlik beraberlik hissini mi artıracak, yoksa ayrışmayı mı derinleştirecek? Tüm bu sorular cevaplanarak bu açıklama tekrar gözden geçirilmelidir.
Çözüm süreciyle, umutların yeşerdiği; demokrasi içinde, kardeşliğimizin pekiştirilmesi için çalışıldığı bir dönemdeyiz.
ASIL YIKILMASI GEREKEN BU ANIT DEĞİL HALKI TAHRİK EDEN DÜŞÜNCE YAPISIDIR
Buna rağmen açıklama da “...halkı tahrik eden oraya bakan genç, ya bu benim atalarımı bombalayan uçağın pervanesidir. Bende isyanın adresi dağlar diyerek, dağlara gidiyor” deniliyor. Sormak isterim; bu gençlerin dağlara çıkmasının sebebi bu pervane mi, yoksa oraya bakan gençleri tahrik edici cümleler kullanan düşünce yapısı mı? Asıl yıkılması gereken bu anıt mı, yoksa bir pervaneyi bile (açıklamada geçtiği ifadeyle) “halkı tahrik” için kullanarak dağa çıkartan bir düşünce sistematiği mi? Çözüm için, asıl yıkılması gereken şehitlik anıtı değil, en küçük şeyleri bahane gösterip halkı ayrıştırmaya çalışan düşünce yapısıdır.
Ayrıca açıklamada “Tank da gelse, top da gelse, benim hareketim de çıksa dese bu yanlıştır. Ben bu söylediklerimin arkasındayım.” deniliyor. Karşısında tankla topla bir ordu duruyormuş gibi savaşı ve saldırganlığı çağrıştıracak kelimelerin bu açıklamada kullanılması anlaşılır gibi değil. Bugün demokrasi içerisinde bu fikirler açıklandığı için kimse tank ya da top göndermiyor göndermeyecekte.
Dünya emperyalist güçlerinin cahil toplumları kan gölüne ittiği ve tarafları orada yalnız bıraktığı bir ortamdayız. Farklılıklarımızı bir kenara koyarak ortak değerlerimizi ön plana çıkarıp birlik ve beraberliğimizi pekiştirerek geleceğe yürümek zorundayız.
YIKIM AÇIKLAMASI YANLIŞ BİR DÜŞÜNCE SİSTEMATİĞİNİN ÇIKMAZIDIR.
Artık bu ülke, savaş ve tahrik dili kullanılarak, provokasyonlarla kandırılmış gençleri dağlarda görmek istemiyor. Biz bu açıklamayı; şehitlik değerimize bir saldırı olarak algılamak istemiyoruz, yanlış bir düşünce sistematiğinin çıkmazı olarak değerlendiriyoruz. Açıklama ayrıntılı olarak tekrar tekrar gözden geçirildiğinde her aklı selim düşüncelerde ki çıkmazı görecektir. Bir taraftan demokrasi, halk, barış denilirken; diğer taraftan savaşı çağrıştıran tank, top, isyan, tahrik, yıkmak kelimelerini şehitlik anıtı için yapılan bir açıklamada telaffuz edilmesi; toplumsal algıların çarpıştırılmasına sebep olacağı açıktır. Açıklama sahibine bu durum ortadayken “Bu açıklama şimdi neden yapıldı? Çözümden mi çözümsüzlükten mi yanasınız?” diye sormak lazım.
ÇÖZÜM İÇİN SABIRLA UMUTLARIMIZI BESLİYORUZ.
Tüm ülke birlik, beraberlik, barış ve kardeşlik için kardeşlerimize sabırla umutlarını gönderiyor. Ve herkesi aynı samimiyetle, demokrasi, barış ve kardeşlik dilini kullanarak “yıkıcı” değil “yapıcı” olmaya bekliyoruz.
Son olarak, bu açıklamanın sonunda anıtta bulunan pervaneyi kast ederek “Bu isyan(!) etmemiz için yeterli bir nedendir. Benim asıl kastım budur.” Cümlesi hezeyan dolu bir düşünce sistematiğinin çöküşü gibi durduğundan yorum dahi yapmayacağım.” dedi.