Bir Bayramı daha geride bırakmanın manevi hazzını yaşarken, kurban kesme, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpülen ziyaretler ve dahi küçüklerin hararetle beklediği bayram harçlığı faslının dışında, bayramdan geriye iki güzellik bide çirkinlik kaldı.
Güzelliğin biri; Dulkadiroğlu Belediyesinin şehit ve gazi ailelerine yaptığı kurban hediyesi idi.
Kim akıl etmişse sonuna kadar helal olsun, tebriklerin en büyüğünün hak edildiği bir güzellik olarak kayıtlara geçti.
27 yıl önce gazi olan bir vatan evladına yapılan ziyaret sırasında, gazinin 27 yıldır ilk kez kapım çalındı, hemde yetkililer tarafından diyerek duygularını dile getirmesi , bu kurbanlık işinin ayrı bir güzelliği idi.
İkinci güzellik; halk arasında Valilik bayramlaşması olarak bilinen bayramlaşmanın tek merkezde, Trabzon caddesinde boydan boya kurulan stantlar eşliğinde yapılması da yine güzel bir uygulama olarak kayıtlara geçti.
Kuşkusuz gelecek seneye her kurum ayrı ayrı ikramlarda bulunarak, bu güzelliğe çeşni katacak..
Bayramın çirkin tarafı, çirkin demek belki abes olacak ama, Bayramdan birkaç gün önce 12 şubat belediyesi ile ilgili kamuoyuna bir muhbir adı ile servis edilen bir takım iddialardı.
Belediyelerimizin çalışmaları yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Büyükşehir’e bile daha önce buuz edenler, Karamanlı kavşağından sonra geri dönüş sinyalleri verirken, 12 Şubat Belediyesine yapılan bu hareket tamamen acizliktir.
Ortaya atılan iddiaların ne olduğu hiç önemli değil.
12 Şubat Belediyesi tıpkı diğer Belediyelerimiz gibi, çalışmaları halk tarafından takdir edilen bir belediyemizdir..
Bir bildiğin varsa, en önemlisi elinde bir belge varsa, çıkar yetkililere veririsin.. O zaman adına gizli gizli muhbir yaftasını yapıştırmana gerek kalmaz. Aleni olarak paylaştığın için DELİKANLI ADAM olursun.
Ama delikanlılık her babayiğide de nasip olmaz demiş atalarımız.
Bu işi yapanların içerden olmasıda, kapının kilit tutması olayına tam isabetle oturuyor.
Bilinmesi gereken o ki; atılan çamur hiçbir zaman tutmaz.
Esas merak ettiğim konu, bu işi yapanların kendi arkadaşlarının, kendi partililerinin yüzüne nasıl bakacak oldukları.