Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
14.05.2017 Pazar günü Anneler günü idi. “Cennet Anaların ayağı altındadır” diye tahhahhütte bulunan bir dinin mensupları olarak, baş üstünde tutmamız gereken tüm annelerimizin Anne adaylarımızın günlerini kutlarım. Benim annem gibi Ahirete göç etmiş annelerimize de Fatihalar gönderirim.
Anam yaşasaydı o pamuk ellerinden öper, anneler gününü kutlardım. Hediye almayı severdi, mutlaka hediyemi alır, onun paketi açışındaki çocuksu sevinci görmek isterdim. Her anne gibi bizlere kol kanat gererek, koruyarak, bildiğince en doğruları öğreterek eğitti ve büyüttü, hiçbir zaman incitmedi, incinmemizi istemedi. Rabbim Annemide incitmez inşallah. Anne yokluğu bir başka oluyor. Mekanın Cennet olsun, canım Anam ve analarımız.
Babam annemden önce vefat etti, şiirler yazardı ve hediye ederdi çocuklarına, dostlarına, torunlarına ve bilhassa sevgili eşine. Babam, anlayışlı, şefkatli, dostlarına, ailesine ve sanatçı ruhlu olması nedeniyle tabi ki eşine düşkün, aynı zamanda romantizmi bilen ve yaşayan bir insandı. Babam bizleri hiç incitmedi, sevgisini gösterir, doğruyu yanlışı anlatırdı. Anneme olan sevgisini şiirleri ile ölümsüzleştirirdi. Sevgililer gününde, anneler gününde, doğum günün de şiirler yazar, sevgili eşine hediye ederdi.
3 yaşlarında kaybettiği babası ve 17 yaşında kaybettiği annesi ise ayrı biz üzüntü ve özlemdi. O hayat şartlarında baba sevgisi görmemiş anne sevgisine ise doyamamıştı. Ama hayat bir şekilde devam ediyor, ölüm büyük küçük ayırt etmeden sırası geleni alıyor.
1980 yılında babamın annesine yazdığı şiiri ahrete göç etmiş tüm annelere ithaf ediyorum.
ANAM
Başımı okşayan Müşvik ellerin,
Sıcaklığı, saçlarımda duruyor.
Zaman denen şu upuzun trenin,
Tekerleri, buz üstünde yürüyor.
***
Selviler eğilmiş kabrin üstüne,
Üzgündür geceler darılmış güne.
Uzatsam elimi evvelsi güne,
Gölgeler aynada resmin siliyor.
***
Rüyalar bıraktı peşimi neden?
Ne olur açıkken gir pencereden,
Gün doğmak üzere karşı tepeden,
Kızardı ufuklar tan yükseliyor.
***
Anam, hasretini gömdüm içime,
Döner mi bu hayat eski biçime?
Felek tekmesini vurmuş kıçıma,
Zaman tünelinin, sonu geliyor.
***
Dayandı kapına korkunun eli,
Fatura yazıldı, kaldı bedeli,
DOSTOZAN, hesabı kim ödemeli?
Çare yok, gelenler bir gün gidiyor.
DOSTOZAN/ 1980
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.15.05.2017