Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
İklim itibariyle kış şartlarının ağır geçmesi gereken bu günlerde nerdeyse ceketle dolaşılacak bir kış yaşıyoruz. İnşallah rahmetli yağışlar biran evvel başlar da su şehri diye bildiğimiz memleketimizde kuraklık olmaz.
Kahramanmaraş, Akdeniz’in doğusunda, denizden uzak, iklimiyle, suyuyla, insanıyla, değerleriyle bambaşka şehir. İlk etapta doğu sanılan ama akdenizin ılıman yapısını, Akdeniz insanının sıcak kucaklamasını, samimiyetini yansıtan şehir. Tanımayanların gelirken çekindiği, geldikten sonra da sevdiği ve hatta gitmek istemediği şehir. Yiğidin harman olduğu yer. Hani derler ya anlatmakla olmaz yaşamak lazım diye…
Birde Maraş’lı olup da gurbette olanlar var. Tarhanasını, dondurmasını, biberini, şirelerini özlemeyen yoktur herhalde. Şehrin kuzeyinde kartopu oynarken, güneyinde kısa kollu dolaşırsın. Batısı doğusu bir ayrı güzel, Alp dağlarına benzer Başkonuş ve yavşan, barajları ile harika göl manzarasına kavuşan şehir.
Gurbet her insana zor gelir, iyi ki bir Vatan’ımız var, Allah VATAN’ ımızdan ayırmasın bizleri. Maraşlı olup ta uzakta olan, memleket özlemi çeken dostlara selam olsun. Sevgili Abid Vanlı da yeni görevi dolayısıyla biraz gurbet çekecek artık. Fakat dostları bir isteği olduğunda hep yanında olacaktır, ben bana düşen göreve talibim başkanım. Gurbette olanların hasretleri Şair Dostozan’ın Maraş kokan şiirlerini biraz daha fazla anlamalarına sebep olur. Memleketlerinden uzak Kahramanmaraş sevdalısı güzel insanların bazılarının çok yoğun ve zor şartlar altında çalıştığını gördüm. İyi ya da kötüsü yok gurbet insana zor geliyor o kesin. Hepsinin de Allah(cc) yardımcısı olsun, kalplerine göre versin. Maraş aşığı olan babamda şiirlerinde sıkça anlatmış ve övmüştür Maraş’ı. Aşağıdaki şiiri de bunlardan bir tanesi.
ÖVGÜ
Mor yeşil dağların çevreni süsler.
Ceyhan ile Aksu ovanı besler.
Elvan elvan çiçek açar ovanda.
Tiyekler altında keklikler öter.
***
Ben de düz ovana konup öteyim.
Taş ve toprağına yüzüm süreyim.
Gönül ateşinde, yak kavur beni.
Ocağında duman olup tüteyim.
***
Soğuk sularına götür at beni.
İster isen köle gibi sat beni.
Toprak damlarının harcı olayım.
Saman gibi çamuruna kat beni.
***
Yaylanda otlattım kara koyunu.
Ekmeğime katık ettim suyunu.
Dört mevsimi bir arada yaşadım.
Ağustosta kar kapattı yolunu
***
Irgat oldum, eştim kara toprağın.
Dermanıydım dalda açan yaprağın.
Gönül defterimi serdim önüne.
Birkaç satır belki sen de yazarsın.
DOSTOZAN
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın. 05.12.2016