Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri aylardan Rebiü'l-evvel ayının 12. gecesi doğmuştur. İnsanlar Peygamber efendimizin doğduğu bu mübarek geceyi "Mevlit Kandili" olarak kutlamayı geleneksel hale getirmiştir. Peygamberimizin doğum günü olan bu kutlu gün Müslümanlar arasında yüzyıllardan beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, Sevgili Peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır.
Fakat Hicri takvim ile Miladi takvim arasında karmaşa olmakta bende dahil olmak üzere kafamızda acaba Peygamber efendimizin doğumu her sene 20 Nisan’a mı gelmeli yoksa Rebiü’l evvel ayının 12.gecesini mi ile tarihi karmaşa yaşamaktayız. Bu konunun uzmanlar tarafından araştırılıp şüphe bırakmayacak şekilde sonuçlandırılması lazım diye düşünüyorum.
Üç Aylar; birbiri ardına açılan rahmet ve mağfiret kapıları olan Recep, Şaban ve Ramazan ayını içinde barındıran, Regâib kandiliyle başlayan, Miraç ve Berat’le devam eden, bin aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle zirveye ulaşan, Ramazan bayramıyla da maddî ve manevî alanda “Bayram”a dönüşen manevi yükseliş ve bağışlanma aylarıdır.
Bu mübarek ayların manevi değerine Hz. Peygamber işaret etmiş ve şöyle buyurmuşlardır: “Recep Allah”ın ayı, şaban benim ayım, ramazan da ümmetimin ayıdır.” (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, I, 423, Hadis No: 1358)
Barış ayları değilmi bu aylar, affedilme, bağışlanma, biz kim oluyoruz da affetmiyoruz. Tüm inananlar için Allah’a(cc) ve sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed’e (sav) olan inancımız, bağlılığımız, yakarışımızın en kuvvetli olması gereken aylarda gelin dua edelim barış için, huzur için, sağlık için ve herkesin gönlünden istediği duyguların Allah (cc) katında kabul ve makbul olması için.
Ne demiş Şemsi Tenriz-i “ Hayatta olabileceğiniz en güzel yer bir duanın içinde yer almaktır.”
Mevlam dualarınızı kabul ve makbul, günahlarınızı aff buyursun. İnşallah bende sizlerin dualarında olurum.
İnsanlara güler yüz göstermek, güzel sözler ile selamlaşmak, hal hatır sormak, dost ve akrabaların Kandilini tebrik etmek de sevap olan, bizlerin birlik ve beraberliğinde önemli rol oynayan davranışlardır. Ahde vefa ve Sıla-i Rahim üzere olmak lazım.
Dün de MİRAC Kandilini idrak ettik. Tüm inananların ve tanıdıklarımın Mirac Kandilini ve Mübarek Aylarını kutluyor, dualarımda anıyorum. Sizlere MİRAC’ ı anlatacak değilim. Rahmetli Babam M.Hanifi Sarıyıldız DOSTOZAN olarak Arayış şiirinde Peygamber efendimize olan sevgisini ifade etmeye çalışmıştır, bende sizlerle paylaşarak “O” na olan sevgiyi aramayı ve bulmayı gönülden isteyelim diyorum.
ARAYIŞ
Uyuyan, ağlayan, seven dalgalar,
Yetmez mi bu çile, gelin sahile,
Nuhun gemisini biçen dalgalar,
Engin öfkenizi serin sahile,
***
Rüzgar nefesini boşa tüketmiş,
Zaman, dur yerinde acele etme,
Bana, istikbalden, halden bahsetme,
Hatta, kaybettiğim maziden bile.
***
Bana O’ndan bahset O’nu anlat,
Günahkarım belki geçemem sırat,
Benim için cehennem, ne cennet murad,
Ne varsa gayrısı boş ve nafile.
***
Layıkmıyım bilmem O’nu sevmeye,
Aklım ve idrakım yetmez övmeye,
Göz dayanmaz çatlar, O’nu görmeye,
Bitsin, varsın ömür ah ve vah ile.
***
Bastığı toprağın kulu olamam,
Yatarken serdiği çulu olamam,
O iz vermez ise yolu bulamam,
Ben söyleyeyim O’nu, sen O’ndan dinle,
Yokla kainatı O’nun elinle.
DOSTOZAN / M.HANİFİ SARIYILDIZ
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.24.04.2017