Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
01 Eylül Cuma günü Müslümanların coşku ile kutladıkları bayramlardan biri olan Kurban Bayramını idrak edeceğiz. Şairimiz Dostozan’ın dediği gibi;
Bayraklar vardır,
Ezanla çekilen.
Bayramlar vardır,
Cuma, Kurban, Ramazan.
Ve "bayrakları bayrak yapan kan."
Bildiğiniz üzere Cuma, Ramazan ve Kurban Allah(cc) tarafından biz Müslümanlara bayram olarak müjdelenmiştir. Hacı olmanın son görevi de olan Kurban maneviyatın doruğa ulaştığı noktalardan bir tanesidir. Bayramlar; birliktelikler, paylaşımlar, dost ve akraba meclislerinin bir araya gelmesi için birer vesile kaynağıdır. Bu mübarek günlerin önemini bilip birbirimizle kucaklaşmak, dargın olanları barıştırmak, kurban etinden paylaşmak, büyüklerimizi, komşularımızı ziyaret etmek küçüklerimizi ikram ve harçlıklarla sevindirmek gerekir.
Küçüklüğümde bayramları iple çeker, en yeni, en temiz kıyafetlerimizi hazırlar arefe günü banyomuzu yapar erkenden yatardık. Sabah namazına babamla birlikte gider, namazdan sonra kabristan ziyareti ve daha sonrasında baba ve annemizin ellerinden öper, kurban vazifesini yerine getirirdik. İşlerimiz bittikten sonra büyüklerimizin ziyareti için Bayram gezmelerine çıkardık. Bizim için işin en zevkli yanı oydu. En güzel şekerler kimin evindeyse, en güzel tatlılar ikramlar kimdeyse, en çok harçlık kim tarafından veriliyorsa önceki bayramlardan tecrübeli olduğumuz için bilir hepsine de bir an önce gitmek isterdik. Her bayramda anmadan geçmediğim, Rahmetli Dr.Çetin Diker en çok harçlığı verir, Güzel teyzem en güzel tatlıyı yapar, Atiye anneannemin yemekleri leziz olur, amcalar, hala ve diğer akrabalarda güzel tatlar ve ortamlar oluşurdu. Şimdilerde ise insanlar Bayramda kaç gün tatil olacak nereye tatile gideriz hesabı yapıyor maalesef.
Türk halkı % 60 gibi bir oranla Bayramlarda aile ve akrabaları ile birlikte olmak için çaba sarf ediyormuş. % 90 dan fazlasının Müslüman olduğu ülkemizde % 40 azımsanacak bir rakam değil. Bu gidişat maneviyatımızın azalmasına sebep olur, geleceğimizin sağlam olması açısından maneviyat duygularının da sağlam olması gerekir.
Hani hep derler ya eski bayramlar diye, babamda derdi bende diyorum herhalde benden sonraki nesil de diyecek. Yazdıkça o hatıralar gözümde canlanıyor boğazım düğümleniyor acı-tatlı yutkunuyorum. Rahmetle anıyorum, Fatihalarını gönderiyorum, hepsinin de mekanları cennet olsun.
Tabi ki DOSTOZAN dan bir şiir paylaşmadan bitirmiyoruz. 1964 yılında Ankara da gurbette eş, dost, akrabadan uzak olarak yaşadığı Bayram kendini üzmüş onun üzerine biraz da tebessüm alsın diye yazılmış bir şiirini paylaşıyorum. Tebessümde bir sadaka dır dinimizce, Dostlar meclisinde Bir tebessüm ile buluşalım.
Bu vesile ile bütün İslam aleminin, tüm eş, dost ve akrabanın Mübarek Kurban Bayramını kutluyor hayırlara vesile olmasını yüce rabbimden niyaz ediyorum.
BAYRAMMIŞ (!)
Bugün bayrammış dediler.
Başım etin yediler.
Sokakta gezen kediler.
Bugün bayrammış, dediler.
***
Nerde bayram nerde dedim.
Gösterdiler göremedim.
Bir türlü öğrenemedim.
Bugün bayrammış, dediler.
***
Caddeler dolmuş taşıyor,
Benimse aklım şaşıyor,
Herkes koşup çağrışıyor,
Bugün bayrammış, dediler.
***
Bir gün değil, on gün değil,
Bugün dahi son gün değil,
Evvelsi gün ve dün değil,
Bugün bayrammış, dediler.
***
Çoluk çocuk düştük yola,
Bugün bayrammış dediler.
Ramazan, kurban mı ola?
Bugün bayrammış dediler.
***
Ramazansa hani çörek,
Nerde kıvrım, nerde börek.
İşaretin neymiş görek,
Bugün bayrammış dediler.
***
Kurban desek, kurban yok,
Hal ve hatır soran yok,
El bağlayıp duran yok,
Bugün bayrammış dediler.
DOSTOZAN/ 29.10.1964-ANKARA
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.28.08.2017