Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.
Önceki yazılarımda güzel şehrimiz Kahramanmaraş’ ta benim gözlemlediğim ve yaşadığım bazı sorunları dile getirmeye çalıştım. İsmet Paşa Mah. Muhtarımıza da bilgi verdim, kendisinin deyimi ile o bölgede yaşayanlar ve esnaflarda şikâyetçi olmuş, belediye ye dilekçe vermişler. Velhasıl uğraşlar sonucu hata düzeltildi. Derler ya “hatadan dönmekte erdemdir” diye, Belediyemiz de bu hatadan döndü. İnşallah diğerlerini de en kısa zamanda düzeltir, bundan sonraki çalışmalarını da hatasız ve devletin parasını iktisatlı harcayarak yatırımlarına devam eder.
Keşke her yanlış böyle kısa sürede düzeltilir olsa. Maalesef çevremizde, şehrimizde, ülkemizde o kadar çok yapılan hatalar var ki. Nereye elimizi atsak dökülüyor derler ya o cinsten.
-Mesleğimden dolayı ülkemizde Vergi Mevzuatı baştan sona değişmeli,
-Adalet ve hukuk hak getire, o kadar çok düzeltilmesi gereken kanun var ki hepimiz
hem fikiriz,
-Milli eğitim derseniz son 10 yıldır darmadağın olduk, çocuklarımız ve eğitimcilerimiz
ne yapacağını bilemez durumda.
-Sağlık konusunda yatırım var, eğitimci, hemşire, doktor eksiğimiz olduğu gibi
sistemsel eksiklikler devasa boyutta. Sağlık en ciddi problemimiz bence.
Bu konuları vatandaş kendi arasında konuşup duruyor, eminim Devleti yönetenlerde biliyordur ama ülkemizi bir rahat bırakmıyorlar ki her şeyi düzeltelim. Nasıl mı düzeltiriz, el ele vererek, barış ve huzur içerisinde birbirimize saygı duyarak her işin üstesinden geliriz diye düşünüyorum.
Terör sorunu ülkemizin en büyük belası, daha dün 2 şehit verdik ki bir tanesi 15 yaşlarında, sivil, gencecik, vatan sevdalısı bir yiğitti. Cennet mekan şehitlerimiz bizlere hakkını helal etsin inşallah. Asıl üzüldüğüm durum vatan hainleri gibi düşünüp polise taş atan çocukları savunup, vatan için şehit olanlar için sus pus olan ve bu ülkede yaşayanlardır. İlahi adalet, Hak yerini bulacaktır, ben buna inanırım. Herkes hak ettiği gibi sonunu bulacaktır.
Rahmetli Babam, Maraş sevdalısı, Türkiye sevdalısı bir insandı. Türkiye de yaşanan sıkıntıların bir kısmını bire bir yaşamış bir kısmını da yakından takip etmiş ve güzelim ülkemizin zor duruma düşmesine razı olmayacak biriydi. İnsanların bu cennet vatanda TÜRKİYE de dostça yaşamasını istemiş bunu da birçok şiirinde dile getirmiştir. Kendisi de memur olduğu için siyasette aktif girmez düşüncelerini şiir olarak aktarırdı. Rahmetlinin şiirlerine bakıyorum da her dönemde geçerliliğini devam ettiriyor. Ya biz ilerleyemiyoruz, yada babam ileriyi de görerek yazıyordu. HAK şiiri de bunlardan bir tanesi, sizlerle paylaşıyorum.
HAK
Zulmün pençesinde ezildim kaldım.
Taş bağladım yüreğime, bekledim.
Ağlamak yakışmaz bu yaştan sonra,
İnanın ey dostlar, artık yoruldum.
***
Konuşma, düşünme, yazma diyorlar.
Sakın ha! düzeni bozma diyorlar.
Başım alıp kaçsam karlı dağlara,
Ona da takacak kulp buluyorlar.
***
İnancıma göre giyemiyorum,
Gönlümden geçeni diyemiyorum,
Devletin içinde, devlet var imiş,
Benimki hangisi bilemiyorum.
***
Yeni yeni dinler çıktı bak diyor.
Kimi lira, kimi dolar, mark diyor.
Beni bana bırakmıyor bir türlü,
Ciğerim yanıyor içim Hak diyor
***
Gerçekten ben miyim huzuru bozan,
Kim, ne zaman, nerde kaldırmış kazan?
Doğruyu söylemek sana mı kaldı,
Ne garip dünya bu, böyle DOSTOZAN.
DOSTOZAN/1998
Türkiye’miz de barış ve refah içerisinde dostça yaşamak dileğiyle…
Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.14.08.2017