Memleketimiz geçtiğimiz hafta sonu tekstil camiasında iyi bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.
Yapılmış işin kötüsü olmaz, ama eksikleri olur. Yapılanların etkisi ya da yapılamayanların eksikliği gözlemlenir.
En baştan söylemeliyim ki; emeği geçenleri düşünenleri, sponsorları yürekten tebrik etmek istiyorum.
Organize demek, reklam demektir. Uluslararası katılımın olduğu bir organize de, esas konu reklam olmalıdır.
Birkaç tv kanalında haberlerde yer alan bu fuarın, defile bölümünü hafta boyunca magazin programlarında aradım durdum ama, göremedim.
Mademki Jülide Ateş gelmiş, ve dahi Özge Ulusoy ile Sema Şimşek gibi ünlü ve tecrübeli mankenler gelmiş, bu defileye magazin proğramcıları da davet edilse zannımca daha iyi olacaktı.
Esasen fuar bölümüne de ekonomi yazarları davet edilmeliydi.
Tekrar defileye dönecek olursak, belki salon müsait değildi ama mankenlerin yürüdüğü podyum sadece protokolde oturanlara göre dizayn edilmişti.
Arkada oturanlar mankenleri görebilmek için sağa sola kafa jimnastiği yaparken(misal ben), eşli gelen A sınıfı protokol üyeleri ise malum(!) korkudan, genellikle mankenler yerine tabandaki fayansları sayar gibiydiler.
Tabii ki tekstil sektörlerinin işverenlerini bu fayans sayan gruptan ayrı tuttuğumuzuda belirtmekte fayda var.
Bari ön sıralara biz geçseydik. Biz kafa jimnastiği yaparken, ünlü mankenlerimizle birlikte yürüyen robotların mankenlerimize nasıl bir hareket(!) yaptıklarını düşünerekte beyim jimnastiği de yapmış olduk.
İşin magazin ve espri kısmı bir yana, güzeldi. Her espride bir gerçek vardır lafını göz önüne alarak gelecek sene yapılacak olan defiledeki yerimizi şimdiden sipariş vermiş olduk, aman ha unutulmaya.
Son cümle olarak; ne kadar para aldı bilmiyorum ama, sunuculuğu Jülide Ateş yapacağına bizim Tülin yapsaydı daha hoş olurdu. Bizim mahallenin kızı ya, hiç değilse beleş olurdu.
Bakın baştan dedim. Yapanların emeği geçenlerin ve sponsorların ellerine yüreklerine ve ceplerine sağlık. Aleyhte konuşuyor diye yanlış anlamayın.
Beğendim…