Çok değerli okuyucular, olaya direkt bodoslama dalıyorum.
Önce seçim öncesine gidelim.
Her lider, idareci, siyasetçi adı her neyse çalışacağı yakın ekibini kendisi seçer. Bu dünyanın hemen her yerinde böyledir.
Ekipteki insanların doğru-yanlış olması lider/başkan/bakan tepedeki insanı bağlar. Yapacağı yanlışlardan o sorumludur.
Nitekim Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri öncesi de, Ak parti genel merkezi Mustafa Poyraz’ı 2 rekat namazla eczanesine yollamış, benim şahsen siyasi miadını doldurdu diye bir takım yazılar yazdığım Fatih Erkoç’u da Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday göstermiştir.
Fatih Erkoç ise; her lider gibi yakın çalışma ekibini kurma hakkından yola çıkarak, Büyük Birlik kökenli Bekir Kılıç’ı ekibine dahil etmiştir.
Bekir Kılıç’ın belediye meclis üyeliği için listeye konması Ak parti ulemalarının tepkisine yol açmış, daha sonra genel merkez bazında yapılan görüşmeler sonucunda da ulemalar sonucu kabul etmek zorunda kalmışlardır.
İşin görünen yüzü budur.
Görünmeyen ve seçim kazanıldıktan sonra parti içerisinde bir takım insanların bildiği ses dinleme olayı gündeme düşmüştür.
Tabandan saklanan bu ses dinleme olayı ile ilgili kulislerde dolaşan, benim haberim vardı ama kimseye söyleyemedim dedikleri rivayet şöyledir:
Rivayet o dur ki;
Bekir Kılıç’ın meclis üyeliği engellenemeyince il yönetiminden, ilçe yönetiminden bir grup yine rivayetlere göre, meclis üyelerinin belirlenmesinden seçimlere kadar olan süreç içerisinde Bekir Kılıç’la birlikte ve birkaç kişinin daha seslerini kayıt altına almışlar.
Seçim kazanılıp mazbata alındığı gün içerisinde İl başkanı Metin Doğan, şu anki Dulkadiroğlu Başkan Yardımcısı Akif Kahveci, yönetimden Uğur Dilipak, Ramazan Yavuz, Turan Arpasatan, Dulkadiroğlu ilçe Başkanı Ömer Debgici, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Erkoç’u makam katındaki küçük toplantıların yapıldığı ortası boş yuvarlak masalı odaya çağırarak kaydedilen sesleri dinletmeye başlamışlar.
Daha birkaç cümle dolmadan Erkoç buna büyük bir tepki göstererek devamını dinlememiş. Güya yapılan kayıtta Bekir Kılıç’ın il başkanı başta olmak üzere bazı yöneticilerle ilgili sinkaflı sözleri varmış.
Başkan Erkoç bu arada teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı Turan Arpasatan’a senin bunlardan haberin varmıydı diye sorunca, Arpasatan ne münasebet şeklinde bir tepki göstererek yapılan işin yanlışlığına değinip bu işi yapanlara oda tepki göstermiş.
'Maraş Siyasetinde Yer Yerinden Oynayacak!' başlıklı haberde yapılanı öğrenince şok geçiren idareci dediğimiz ise,Turan Arpasatan’dır.
Şimdi soruyoruz….
*Ses kaydetmek ve bunu birilerinin aleyhine kullanmak suç değil midir?
*Başbakan seçim öncesi ses kaydederek görüntü alarak şantaj-montaj işlerine girenlere karşı büyük bir mücadele içerisine girerken, aynı yöntemi parti içerisinde kullanmanın literatürdeki adı nedir?
*İl Başkanı Metin Doğan bu ses kaydını duyduğu zaman bunu alıp Fatih Erkoç’a dinletmekle neyi hedeflemiştir?
*Senin ekibindeki bu adamın söyledikleri bu derken, söyledikleri arasında Başbakan’a, Hükümet’e, Devlet’e hakaret var mıdır?
*Söylenenler İl başkanı ve bir kaç yönetici için ise bu iş kişisel bir olay değil midir?
*İl başkanı bu kayıtları duyduktan öğrendikten sonra, partinin ilgili makamlarına duyurmuş mudur?
*Duyurmamışsa, kayıtlar bilgisi dahilinde yapılmış anlamı çıkmaz mı?
*Bu olayın üzerinden bir aydan fazla zaman geçtiği halde, Fatih Erkoç ya da olaya tepki gösteren İl Başkan yardımcısı Turan Arpasatan bunu üst makamlara bildirmiş midir?
*Bildirmedilerse; kendileri ile ilgili bir takım kayıtlar mevcutta, bu sebepten dolayı mı sessiz kalmışlardır?
*Partinin uzun süre yönetim organlarında görev yapan Turan Arpasatan, seçim süreci boyunda gece gündüz çalışmış olmasına rağmen, teşkilattan sorumlu il başkan yardımcılığı görevinden alınmasının arkasında, bu ses kaydı olayına gösterdiği tepki mi vardır?
*Oniki şubat Belediyesinin idari kadrolarında mazbata alımının hemen akabinde atamalar yapıldığı halde, Dulkadiroğlu Belediyesinin atamalarının yaklaşık bir ay gecikmeli yapılmasının arkasında, ses kayıtlarının etkisi var mıdır?
*Seçim sürecinde alan çalışmaları için Memlekete gelerek dağ-taş dolaşan milletvekilleri de dinlenmiş midir?
-Dinlenmediğini kim iddia edebilir?
*Bu kayıtları yaptığı iddia edilenler şu hangi görevdeler?
*Eğer hala görevdelerse; bu işin altından şantaj kokusu geliyor olmaz mı?
*Bu işin adı şantaj/montaj her ne ise bu işin bir numarası kimdir?
Kahramanmaraş kamuoyu adına bunların cevaplarını bekliyoruz.
görünüşe bakılırsa haysiyet dışı bir takım faaliyetler ve beldenaşağı vuruşlar olmuş, şimdi bu nahoş ve gayriahlaki hareket içinde bulunduğu söylenen zevattan haysiyetli bir davranış beklemek bizi sukut-u hayale düşürebilir...
Şimdi, meseleyi baştan almak gerekirse; 1- Hiçbir yazı 'bodoslama' gibi argonun dilimize kazandırdığı muteşem tabirlerden biriyle başlamaz. 2- Velev ki yazı bu kadar talihsiz başladı diyelim, yalnızca bilenlerin anlayacağı ifadelerle yazılan bir yazıda kamuoyu adına soru sorulamaz. 3- Habercilikte 'rivayet' olmaz, 'iddia' olur. Rivayet gerçek temellere asla dayandırılamayacak bir şeyken iddianın somut delillerle şekillendirilmesi mümkündür. 4- Kurgusu bu kadar kötü hazırlanmış bir haber metninden yola çıkarak herkesin burada olan olayı anlaması asla beklenemez. Ezcümle, haberin içeriğini karşı tarafa aktaran söz ve anlatımdır ve yukarıdaki metinde yalnızca olay vardır fakat aktarım mümkün olmamıştır. Hürmetler
Cevap: Değerli okuyucu; olayın özüne bakalım bence. eğer anlaşılmayan durum varsa yeniden anlaşılır bir şekilde yazarız.Son yazı bu konudaki spotla birlikte 4. yazdır. Eğer diğerlerinden bu yana okunursa anlaşılacağı kanatindeyim..
il yönetiminde bulunan kim varsa,özellikle paralel yapının içinden gelen eskiden cemaatçi diye geçinen ama şimdi biz bıraktık diyenlerde dahil olmak üzere,üç kuruşluk şeref ve haysiyeti olan kim varsa adam gibi basar istifayı çekilir kenara ama ben size söyleyim,bunların hiç birinden böyle bir erdem beklelemeyeceksin,yüzsüzce utanmazca,arsızca hayasızca o koltuklarda oturmaya devam edeceklerdir,yazıklar olsun hepinize,birbirlerine işte ana avrat söverler yarın unuturlar.