İlk kez Türk milleti kendi iradesiyle cumhurbaşkanını seçti. İrticacı ve imam hatipli diye hor görülen, muhtar bile olamaz denilen “kenar”ın adamı milletin reyi ile cumhurbaşkanı oldu.
Kemalizmin’in Çankaya’sı devrildi. Bâtıl ve fâsık, millete yabancı Kemalist Çankaya ideolojisi ve âdetleri çöktü.
Çatlayın Kemalistler, patlayın vesayetçi ulusalcılar! 1923’den bu yana ilk kez “fasa fisolar”, “hasolar”, “ayağı çarıklılar”, câmi cemaati ve “bizim reyimizle câhillerin reyi eşit değildir” dediğiniz millet kendi cumhurbaşkanını seçti.
BUNDAN BÖYLE ÇANKAYA’DA İÇKİLİ BALOLAR YERİNE KUR’ÂN TİLAVETLERİ OLACAK
Bundan böyle milletin Çankaya’sında içkili sofralar, balolar, danslar ve senfoniler icra edilmeyecek. Millete karşı kararlar alınmayacak. Kur’ân tilavetleri okunacak, câmisinde cumhurbaşkanıyla birlikte devletlü ile millet bayram namazı kılacak. Cumhur, cumhurreisi ile oturup sohbet edecek, hâlleşecek, derdini dökecek.
VESAYETÇİ GENERALLERDEN, BÜROKRATİK OLİGARŞİDEN CUMHURBAŞKANI SEÇİLMEYECEK
Artık bu ülkede zorba ve Atatürkçü generallerden ve onların oligarşik bürokratlarından cumhurbaşkanı seçilmiyor ve seçilemeyecek. Darbeci vesayet rejiminin hempası olan cumhurbaşkanı modelleri târihin çöplüğüne atıldı.
M. Kemal kendi eliyle milletvekili yaptığı, Millî Mücadele ruhundan kopan 1.Grub’un, yâni 333 milletvekilli Meclis’ten 158’nin reyi ile 1923’de Cumhuriyetin ilânıyla birlikte cumhurbaşkanı oldu. Millet desteği olmayan vesayetçi zorba cumhurbaşkanlığını 1938’e kadar “Tek Şef” olarak sürdürdü.
İsmet İnönü, M. Kemal’den sonraki, milletin reyiyle seçilmeyen en zorba cumhurbaşkanlarındandı… Kanlı 27 Mayıs 1960 Darbesi’yle tepeden inme cumhurbaşkanı olan general Cemal Gürsel, milletle hiçbir rabıtası olmayan bir sevimsiz bir despottu. Celâl Bayar, zihniyeti bütünüyle millet değerleriyle örtüşmeyen, klâsik bir Atatürkçü olan, fakat milletin “adam” sayılmasına mâni olmayan bir cumhurbaşkanıydı…
Kemalist asker menşeli Cevdet Sunay, Fahri Korutürk yine millet reyiyle seçilmeyen formalite cumhurbaşkanlarıydı. Kanlı 12 Eylül darbecisi Kenan Evren malûmdur ki kendini cumhurbaşkanı ilân ettiren zorba bir general artığı. Milletin önünü kesen Atatürkçü Anayasayı yeniden yazdıran bir zavallı…
Altı yedi Süleyman nâmıyla mâruf Süleyman Demirel milletin değil, paranoyak 28 Şubat generalleriyle Atatürkçü oligarşinin cumhurbaşkanı oldu. A. Necdet Sezer mi? Sinsi bir Kemalistti. Yazık oldu onunla geçen Çankaya yıllarına… Abdullah Gül, Çankaya’nın kapılarını millete ve Müslümanca değerlere açan bir başlangıçtı…
Müslümanca değerlere hâlâ seküler anlayışla bakan Chp’liler, statükocu milliyetçiler yüzünüz kara olsun! Türk milleti size yüz vermedi.
MÜSLÜMANCA İCRAATLARIN ÇANKAYA’SI
Bundan böyle meşrûiyetin her noktada belirleyicisi olması gereken İslâm’ın medreseden mektebe, kültürden medeniyet sahalarına kadar yaşatılmasını sağlamak, seçilen cumhurbaşkanının boynunun borcudur.
İslâmca millet ve devlet terkibinin müşahhas olarak vücut bulması mânasına gelen millî hâkimiyetin cumhurbaşkanlığı makamı eliyle tedricen de olsa sevdirerek, korkutmadan, azınlıkların ve Batılı-laik hayat tarzını sürdürmek isteyenlerin sınırları belirlenmiş hürriyetlerini kısıtlamadan hayata geçirilmesi ve anayasayı değiştirmesi seçilen cumhurbaşkanının boynunun borcudur.